| Mark Antony, senin gibi oğlanları kahvaltıda çerez niyetine becerir. | Open Subtitles | مارك أنتوني يتناول اطفال تافهين مثلك على سبيل الوجبات الخفيفه |
| Hem bana hem Mark Antony'e bağlı adamlar var. | Open Subtitles | عِنْدَهُمْ رجالُ تَحالفوا معي و مع مارك أنتوني. |
| Mark Antony senin meslektaşın ve kayın biraderin. | Open Subtitles | مارك أنتوني لَيسَ شخص ما في مكان ما. هو زميلُكَ ونسيبكَ. |
| "Ben, Mark Antony, Roma konsülü olarak, | Open Subtitles | انا مارك انطوني, مستشار روما |
| "Mark Antony ile görüsmüceni saniyorum, Caesar in sevgili.., "Caesar dan daha uzun yasayabilir. | Open Subtitles | أظن أنه من غير المناسب أن يعيش (ماركوس (أنطونيوس) العزيز على (قيصر, |
| Mark Antony'nin sorumlu olduğuna dair kanıtın varsa, söyle bana. | Open Subtitles | لو عِنْدَكَ برهانُ ان مارك أنتوني مسؤولُ، إخبرُيني. |
| Konsül Mark Antony, sizin Aventine'in kontrolü için yaptığınız mücadelenin bittiğini ilan ediyor! | Open Subtitles | القنصل مارك أنتوني يُعلنُ ان مسابقة السيطره على المنطقه انتهت |
| Genaral Mark Antony'nin ordusunu taşıyan bir filo Yunanistan'a yelken açtı. | Open Subtitles | مجموعة من السفن تتوجه ناحية اليونان حاملة جيش الجنرال (مارك أنتوني) |
| Halk Yargıçı Mark Antony ve 13. lejyonun 50 adamı | Open Subtitles | (ممثل العامة (مارك أنتوني و خمسون رجلاً من الفيلق 13 |
| Mark Antony'ye aşık. | Open Subtitles | وهي على علاقة حب مع مارك أنتوني |
| Hükümdar Mark Antony'e yol açın. | Open Subtitles | إفسحْ مجال للعظيم مارك أنتوني. |
| Mark Antony hala yaşıyor. Hala adamları var. | Open Subtitles | . مارك أنتوني" مازال حياً , ما زال يمتلك رجال" |
| Karşınıza çıkan herkese Mark Antony'nin yenilmediğini söyleyin. | Open Subtitles | تأكدو أن تخبروا كل من تقابلوه . أن "مارك أنتوني" لم يهزم |
| Halk Yargıcı Mark Antony | Open Subtitles | القائد الأعلى و ممثل العامة (مارك أنتوني) |
| Ama işte o ve Mark Antony işsizlere iş veriyorlar. | Open Subtitles | لكن ها هو و (مارك أنتوني) يوفرون فرص عمل لغير العاملين |
| Mark Antony'nin kendine has garip yöntemleri var, Bu inkar edilmez. | Open Subtitles | لدى (مارك أنتوني) طرقه الغريبة لا شك في ذلك |
| Pompey'in yani, Mark Antony'nin villasına bir adam gönder nerede olduğunu soruştur. | Open Subtitles | ارسل رجلاً إلى (بومباي) أعني، قصر (مارك أنتوني) |
| Mark Antony, efendim! | Open Subtitles | مارك انطوني, سيدي, انه انا |
| Ben buraya istemeyerek geldim. Mark Antony'nin ısrarcılığı yüzünden! | Open Subtitles | انا هنا تحت الحاح مارك انطوني |
| Mark Antony'le Caesar'ın varisi Octavian'ın arasında kurulacak olan ittifakı önceden görememişti. | Open Subtitles | لأنهُفشِلَفي تكوينتحالفبينهُ... بين "ماركوس أنطونيوس" ووريث الحكم "أوكتافيوس" |
| Mark Antony'i de öldürmeliler. | Open Subtitles | عليهما قتل ماركوس أنطونيوس) أيضاً) |