| Üniversiteyi bitiriyorsun. - Şu an Market işiyle uğraşıyorum. | Open Subtitles | انتي تنهين الجامعه, انا سابقا في سوق العمل |
| Demin Loomis'teki Motor Market'teydik. Ellerinde Chevy G serisi vardı. | Open Subtitles | لقد كنا في سوق السيارات في لوميس، لديهم شيفرولية جي سيرياس |
| O kadar kötü durumdaydı ki Market Caddesi'ndeki akbabalara bıraktım. | Open Subtitles | يا صاح , اضطررت الى التخلي عنها للكواسر في سوق المدينة |
| Hadi bakalım. Bu gördükleriniz, Pike Place Market'tekiler bizim arkadaşlarımız, | TED | اذا، هؤلاء هم أصدقاؤنا في سوق Pike Place، المعمل |
| Borsadan sonra kızlarla şık Meat Market'te buluştum. | Open Subtitles | وبعد يوم من سوق الأسهم... التقيت السيدات لتناول طعام الغداء في سوق اللحوم المألوف. |
| Ghost Market'te olanlari duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت ما حدث في سوق الأشباح |
| Evet, Bi-Rite'in dondurması olduğunu biliyorum ama tamamen aynı olan dondurmayı iki sokak aşağıdaki Bi-Rite Market'ten de alabilirsin. | Open Subtitles | أجل، أعرف أنه من متجر ذو سمعة عالية، لكن تستطيع الحصول على نفس النوع Bi-Rite" على بعد مبنى واحد في سوق". |
| Market Revolución ın orda | Open Subtitles | في سوق ريفولوشين |
| Shepherds Market'ten aldım. | Open Subtitles | حسنا , أنا ألتقطهم في... سوق الرعاة |
| Bu Blaire Market'in en iyi birasıdır. | Open Subtitles | " هذه أفضل زجاجة بيرة في سوق " بلير |
| Jagalchi Market'te kaybolduğunu duydum. | Open Subtitles | علمت أنها قد ضاعت في سوق (جاغاليتشي). |
| Lemon's Market'e hoşgeldiniz. | Open Subtitles | مرحبا بكم في سوق "الليمون ". |