| Dünyadaki en iyi liderlerin profillerini paylaşıyorum, Martin Luther King, Nelson Mandela gibi. | TED | شاركت معهم الملف الشخصي لأفضل القادة مثل الملك مارتن لوثر و نيلسون مانديلا |
| Ferrie, Martin, Andrews ya da herhangi biri de yapmış olabilir. | Open Subtitles | يمكن أن يكون فيري مارتن , أندروز , أي واحد منهم |
| Bak, üzerine alınma Liz. Ama Martin'in sırrını bilen tek kişi sendin. | Open Subtitles | ولكنك ليز، شخصية، بصفة تأخذيها لا مارتن اسرار تعرف التى الوحيدة انت |
| - Kim? Martin McFly. Beni okuldan hatırlamıyor musunuz? | Open Subtitles | مارتي ماكفلاى مارتي ماكفلاى ألا تعرفنى يا سيدى من المدرسة؟ |
| Sabah Peder Martin seni görmeye buraya geldi. | Open Subtitles | كان الأب مانين يأتون لرؤيتك في الصباح. |
| Nia, Bay Zimmerman Trayvon Martin'in şüpheli göründüğünü iddia ediyor. | Open Subtitles | (نيا) زعم السيد (زيمرمان) أن (ترايفون مارتِن) بدا مثيرًا للريبة |
| Harika gece için teşekkürler, Martin. - Seni sonra ararım. | Open Subtitles | ـ شكرا على الامسية اللطيفة مارتن ـ ساتصل بك لاحقاً |
| - İnanılmaz. Bak utandı! Tıpkı Ricky Martin gibi gülümsüyor. | Open Subtitles | أنظر لقد احمر وجهه عندما يبتسم يبدو مثل ريكى مارتن |
| Ama babanın ölümüyle Bay Martin'in satışı bile hesapları kapatmaya yetmedi. | Open Subtitles | على أية حال, ابويك ماتو ولن يسددو ديون سّيد مارتن بالكامل |
| Rocinante'nin sırtındaki Don Kişot ile katırının sırtındaki Aziz Martin gibiyiz. | Open Subtitles | مثل دون كيشوت كان عنده روسينات والقديس مارتن كان عنده حمار |
| Eminim Walter'ın Cynthia Martin'e söyleyecek iki çift lafı vardır. | Open Subtitles | حسنا, انا متأكده من ان والتر سيتحدث مع سينثيا مارتن |
| Haber şu ki, Martin Luther King bu gece Memphis, Tennessee'de vurularak öldürüldü. | Open Subtitles | مارتن لوثر قد اصيب وقتل الليلة في ممفيس في ولاية تينسي سنقول للكل |
| Martin Luther King Junior gibi bir amatörün kendi albümü çıkarken neden ben bir kırk beşliğin B tarafıyla yetiniyorum? | Open Subtitles | لما اجلس هنا بدون شيئ مثل اسطوانه بوجهين مقاس 45 ؟ عندما يصدر مارتن لوثر كينج البومه الاول الغريب ؟ |
| Konusu açılmışken, birçok kişi bana Martin Luther King vurulduğunda nerde olduğumu sorardı. | Open Subtitles | بالمناسبة هنالك الكثير ممن سالني اليوم اين كنت حيث قتل مارتن لوثر كينق |
| Bay Martin tavsiye ettiğim kitabı neden okumadı merak ediyorum. | Open Subtitles | اتساءل هل سيد مارتن لم يتذكر الكتاب الذي اقترحته له |
| Putnam Sokağı, St. Antoine, Doğu Hancock, Martin Luther King Bulvarı. | Open Subtitles | شارع بونتام,و سانت أنتوان و شرقي هانكوك جادة مارتن لوثر كينغ |
| Martin'in tanışmasını istediğim bir iki eski dostum. | Open Subtitles | فقط بَعْض الأصدقاء القُدامى أَمُوتُ من أجل مارتي للإجتِماع. |
| Bak, Martin, ben meşgul bir adamım ve bana gerçekten ulusal güvenliği tehlikeye atacak bir adam gibi görünmedin.. | Open Subtitles | أنظر مارتي أنا رجل مشغول وأنت لا تبدو لي كأي تهديد كبير للأمن القومي |
| En azından bir kere Martin ile konuş. | Open Subtitles | على الأقل التحدث إلى مانين مرة واحدة. |
| Okuyabildiğim birkaç isim var. Jay, Martin. | Open Subtitles | ثمةّ القليل من الأسماء التي يمكنني قراءتها (جاي)، (مارتِن) |
| Bir kaç dakika önce, Senatör Martin, bu dramatik yalvarışı yaptı. | Open Subtitles | هذا و قد قامت السيناتور مارتين منذ لحظات بتسجيل هذا النداء |
| Şimdi anladım Martin Landau ile akşam yemeğinin nasıl bir şey olduğunu. | Open Subtitles | الآن عرفت ماهو شعور تناول العشاء مع الممثل مارت لاندو |
| Baba daha oturmadın bile. Hadi Martin Crane, buraya gel. | Open Subtitles | أبي، إنك لم تجلس عليه قط هيا اجلس يامارتن كراين |
| Jessica Martin ve ailesini kaçırdılar. | Open Subtitles | إن لم تتركه لقد خطفوا جيسيكا مارتن وعائلتها |
| Ben de Saint Martin's'te okudum. | Open Subtitles | أنا ذهبت إلى القديس مارتينز - حقاً؟ - 230 00: 17: |