"martius" - Translation from Turkish to Arabic

• مارشيوس
• مارتيس
• مارشيوش

Ne uyku ne mabet ne çıplaklık ne hastalık ne kurban dönemleri, ne rahiplerin duaları ne köhne törelerin kutsallığı, Martius'a olan nefretimi ortadan kaldıramayacak.
لا نوم ولا راحة سنفعل كل ما لدينا لنهزمه ليكون لدينا تميزا علينا هزيمة هذا الكريه مارشيوس

Ve söylenenlere göre, bu hazırlıklara eski düşmanınız Martius önderlik ediyor.
ويشاع أن ( مارشيوس ) عدوك أنت يقود العملية

Eğer Caius Martius ile karşılaşma şansım olursa aramızdaki yemin bizi, birimiz cansız kalıncaya kadar vuruşturacak.
الأمر بينى وبين ( مارشيوس ) إننا لن نتوقف حتى نُصبح غير قادرين

Tanrılar adına, Martius'un işareti.
يا إلهى إن لديه طابع مارشيوس

Theodor von Martius, buradaydı ve benim aradığım bitkiyle ilgili birşeyler yazdı.
(تيودور فون مارتيس) لقد كانَ هنا ولقد كتبَ حول النبات الذي أُريده

Eğer buradaki herhangi bir kimse, - bunu düşünmek bile günah ama - içine batmış olduğum kandan hoşlanıyorsa, eğer hasta olmaktan daha az korku duyuyorsa, eğer cesurca bir ölümü rezil bir yaşama tercih ediyorsa ve ülkesi kendisinden daha değerliyse ya da bu fikirdeyse, elini kaldırıp kendini belli etsin ve Martius'u takip etsin.
لو كان آى منكم يحب تلك الرسمة أى كان من يحب بلده ومستعد للمخاطرة بحياته ( وحده أو مع غيره فليرفع يده ويتبع ( مارشيوس

Oğlum Martius yaklaşıyor. Juno aşkı için, gidelim.
إن إبنى ( مارشيوس ) يقترب حباً فى الله لنذهب

Canım Martius'um, değerli Caius'um ve başardığı işin onuruna yeni ismiyle; neydi?
( أنت تستحقها يا ( مارشيوس لقد حققت لقباً جديداً

Martius'un konsül olacağına kesin gözüyle bakılıyor.
‫يعتقد (تيس) أن ‫(مارشيوس) سيكون القنصل.

Martius'u sevmediklerinden, insanların dualarına göre olmayacak.
ليس طبقاً لم يقوله الناس ( لكنهم لا يحبو ( مارشيوس

Martius'un sürgün edildiğini duyunca, boynuzlarını yine uzatmaya başladı.
بإختفاء ( مارشيوس ) سوف يصل شره إلى العالم مجدداً

Audifius'la birleşen Caius Martius'un komuta ettiği korkunç bir ordu topraklarımıza girdi ve her şeyi hiddetle talan edip önlerine çıkan her şeyi yakıp yıkıyorlar.
أوفيديوس ) ومعه ( مارشيوس ) يغيرون على أراضينا ) وقد دخلو بالفعل قاموا بإستعمال النيران وتمكنوا مما يقابلهم

Martius, Volski'lerle birleşti. Kendisi onların tanrısı olmuş durumda. Önderlik ettiği askerler yazın kelebek avlayan ya da sinek avlayan kasaplar kadar rahat hareket ediyor.
( مارشيوس ) قد إنضم إلى ( أوفيديوس ) إنه يقودهم كالفراشات فى الظلام

Peki, ya Martius, Titus'u gönderdiği gibi hiç dinlemeden beni gönderirse ne olacak?
ماذا لو عاد ( مارشيوس ) إلى ؟ أن ( تايتاس ) عاد ومجروح ماذا إذاً ؟

Söylentiye göre, eski düşmanınız Martius yönetiyormuş hazırlıkları.
ويشاع أن ( مارشيوس ) عدوك أنت يقود العملية

Eğer Caius Martius'la karşılaşacak olursak, ant içtik ikimizden biri dövüşemez hale gelinceye kadar çarpışacağız.
الأمر بينى وبين ( مارشيوس ) إننا لن نتوقف حتى نُصبح غير قادرين

Martius'un ta kendisi bu!
إن لديه طابع مارشيوس

İçinizde kendi güvenliğinden çok şerefini ve şöhretini düşünen kahramanca ölmeyi kötü ölmeye tercih eden vatanını kendi canından çok seven varsa yalnızca o ve onun gibi düşünenler işte böyle kılıcını çeksin çıksın ve ben varım desin! Martius'un peşinden gelsin!
أى كان من يحب بلده ومستعد للمخاطرة بحياته ( وحده أو مع غيره فليرفع يده ويتبع ( مارشيوس

Oğlum Martius yaklaşıyor. Juno aşkı için, hadi gidelim!
إن إبنى ( مارشيوس ) يقترب حباً فى الله لنذهب

Bu Theodor von Martius, arkadaşım ve seyahat partnerim.
هذا هو (تيودور فون مارتيس) شريكي فيّ السفر

Öncelikle, Caius Martius'un halk düşmanlarının başı olduğunu biliyoruz. Biliyoruz, biliyoruz.
(أولاً أنتم تعرفون أن ( كايوس مارشيوش هو أكبر عدو للشعب