Ben yanlış yerdeyim, Bana masabaşı işi sözverildi. | Open Subtitles | أنا في المكان الخاطئ لقد وعدوني بوظيفة مكتبية |
- Sen asla masabaşı işi istemedin, Tracy. | Open Subtitles | -كنت أعرف بأنك لم ترد يوماً وظيفة مكتبية (ترايسي ) -إستدعاء إلى (ديك ترايسي ) |
Asla masabaşı bir işte çalışmayacak. | Open Subtitles | لن يقبل أبداً بوظيفة مكتبية |
Ruslarla o istasyonda olan olaydan sonra masabaşı bir işte görmeyi beklerdim sizi. | Open Subtitles | ظننت أنّ الشّؤون الدّاخليّة جعلتكم تتولنّ العمل المكتبي بعد ذلك الأمر مع الروسي في القسم |
Biliyorum o yüzden sana söz veriyorum masabaşı kariyerinden başka birşeyi olmayacak. | Open Subtitles | أعلم، ولهذا لك كلمتي أن مستقبله المهني سيقتصر على العمل المكتبي |
Ve hala, bana yaptırdığınız tek şey masabaşı işleri, ve... bütçeyi ayarlamak | Open Subtitles | وعلى الرغم من ذلك كل ما تريدون مني فعله هو الجلوس خلف مكتب وملء الميزانيات |
Söylemek istediğim... masabaşı işi evlat. | Open Subtitles | المهم... سنعطيك وظيفة مكتبية ، يا بني |
Dani, Afganistan'dayken uğradığını söylediği atak sırasında, aslında masabaşı görevindeymiş.. | Open Subtitles | (ديني) كانت تعمل في وظيفة مكتبية في اليوم الذي أدّعت بأنها هوجمت في أفغانستان |
- Sadece işini yap, Martin. O masabaşı işini istiyorsun değil mi? | Open Subtitles | تريد ذلك العمل المكتبي اليس كذلك ؟ |
Heydrich kültürlü olmakla övünen soğukkanlı bir masabaşı katili olmaktan başka bir şey değildi. | Open Subtitles | هايدريش" كان قاتل" بارد جالساً خلف مكتب والذي تباهى بنفسه على أنه رجل ثقافة |
Bu şekilde burnundan solumanın nedeniyle yıllardır masabaşı işi yapmanın nedeni aynı. | Open Subtitles | السبب الوحيد الذي يجعلك ، تلهث كـ"ذئبٍ" كبير سيء هو السبب نفسه الذي جعلك مكبلاً خلف مكتب كل هذه السنين |
Güzel, çünkü masabaşı işi beni öldürüyor. | Open Subtitles | ممتاز, لأن البقاء خلف مكتب يقتلني |