Moffitt tabii ki ulusal yazı işleri Masası için bu hikayeyi isteyecektir onu artık bir şeye benzettiğimize göre. | Open Subtitles | بالتأكيد موفيت سيكون راغبا في القصة من أجل قسم الاخبار القومية سيرغب فيها بعد أن بذلنا نحن الجهد في إعدادها |
Bence cinayet Masası'nın işini bilmiyorsun. | Open Subtitles | لكنني لا أظنكي تعلمين ماذا نفعل في قسم جرائم القتل |
İngilizce konuşulan bir yardım Masası oluşturmuşlar, banka sitesi üzerine sahte bir site bindirmişler | TED | لقد قاموا ببناء مكتب مساعدة ناطق بالإنجليزية، غطاء وهمي للموقع المصرفي. |
Şey... New York Cinayet Masası bu davayı devraldı. | Open Subtitles | حسنا ,مكتب الجرائم فى نيويورك يتولى القضية الآن |
Edgar Brandt'in demirden dövülmüş duvar aynası ve konsol Masası. | Open Subtitles | مرآة حائط من الحديد المثقول ,مع منضدة لحملها ملك لأدجار براندت |
San Francisco Polisi, Cinayet Masası. | Open Subtitles | أنا من قسم جرائم القتل في شرطة سان فرانسيسكو |
Quan, Gençlik Çeteleri Masası'ndan Cinayet Masası'na geçiyor. | Open Subtitles | كوان انتقل من قسم الأحداث إلى قسم جرائم القتل |
İyi, Cinayet Masası'na Al gibi polisler gerek. | Open Subtitles | جيد,قسم الجنايات بحاجة لشرطي يتمتع بخبرة آل |
Cinayet Masası'nın göz kamaştırıcı olduğunu hep biliyordum. | Open Subtitles | لطالما علمت بأن العمل في قسم جرائم القتل سيكون جميلاً |
Evet, Cinayet Masası gerçekten göz kamaştırıcı olabiliyor. | Open Subtitles | أجل, قسم جرائم القتل يمكن أن يكون رائعاً |
FBI'ın Seri Cinayet Masası şefiyle konuşacaksın. | Open Subtitles | لتتكلم مع رئيس مكتب التحقيقات الفيدرالي الأمريكي |
Görüyorsun ya yeni yemek sandalyemle hangisinin daha iyi gideceğine karar veremiyorum Sahara yazı Masası mı yoksa Parker konsol Masası mı? | Open Subtitles | لا أدري أين أضعها, بجانب الكرسي أو مكتب الصحارى أو بجانب الطاولة |
Büyük bir resepsiyon Masası ya da onun gibi birşey yok, sadece saç kesimi yerleri tam şurada. | Open Subtitles | بدون مكتب إستقبال كبير أو أي شئ فقط مركز قص الشعر هنا |
Bir Masası ve koltuğu olan, kapısında kilit bulunan bir tuvaleti olan, üzerinde oturak bulunan klozetleri olan böyle saygın bir yerde ilk çalışma fırsatım. | Open Subtitles | دى أول فرصة ليا عشان أشتغل فى مكان محترم ليا مكتب وكرسى وحمّام بقفل ده فيه تواليتات بقاعدة |
- Hayır Niles. Önce şuna bakalım. Ne güzel bir ütü Masası İşte bak. | Open Subtitles | لا قَبْلَ أَنْ نَنْظرُ إلى هذا منضدة كوي صَغيرة سَاحِرة جداً هنا. |
Reddedilenlerin Masası değil, ama kesinlikle kendini dışlama bölgesi. | Open Subtitles | ليست منضدة المنبوذ، لكنّها أرض المنفى الذاتى بالتأكيد |
Müttefik değil kumarbaz. Şerif şatoda kumar Masası kurdurdu. | Open Subtitles | . ليس حليفاً ، هو مقامر . عمدة البلدة وضع منضدة المقامرة في القلعة |
Bu akım Masası, tüm masanın üstünde renkli güneş hücreleri bulunuyor. | TED | هذه الطاولة، حيث سطح الطاولة بأكمله يتضمن هذه الخلايا الشمسية الملونة. |
İlk önce araba bizi buraya getirdi, şimdi de yemek Masası. | Open Subtitles | أولاً،العربة أحضرتنا إلى القلعة والآن مائدة العشاء |
Peki Maria, hadi gidip yemek Masası için biraz çiçek kes istersen. | Open Subtitles | حسناً لما لا تذهبين وتقطعين بعض الأزهار لطاولة العشاء؟ |
Muhtemelen restoranlarda daha fazla bez değiştirme Masası olmasını savunurduk. | TED | لربما سوف ندعو لزيادة عدد طاولات تغيير الحفاضات في المطاعم. |
Yine de bir başlangıçtır. Cinayet Masası'na bildireyim. | Open Subtitles | حسناً هذه بداية سأجعل شعبة جرائم القتل تبحث |
Cinayet Masası olay mahalline ulaşmadan devriye ekipleri harekete geçemez. | Open Subtitles | لا يحقّ للدوريّة التحرّك حتّى يصل القسم الجنائيّ إلى الموقع |
İşini yapar, evine giderdi. Bu da Masası. | Open Subtitles | كانت تقوم بعملها ثمّ تعود للمنزل، هذا مكتبها |
Sadece Tanrı'ya daha büyük bir Masası olmadığı için şükrediyorum. | Open Subtitles | أحمد الله فقط أن طاولته لم تكن أكبر |
Oynadık ama Masası veya raketleri olmadığı için biraz zor oldu. | Open Subtitles | اوه لقد لعبنا وكان صعبا لانها لم تملك طاوله او مضارب |
Bir kahve Masası için annesinin peşinde dolaşan ve kendini küçük düşüren bir adam için avukata ihtiyacım olmaz. | Open Subtitles | والآن , لا اريدك أن تخبرني بأن ذلك رجل من يذهب وراء أمه بطاولة القهوة |
Kendinden ızgarası, güveç göstergesi, ütü Masası ve burda da ayak yıkama küveti var, bayanlar tüm gününü önünde geçirdiği için. | Open Subtitles | لديه أربعة عيون و مؤشر للحرارة, و طاولة للكي و حوض لنقع القدم و طالما أنكِ امرأة فستقضين اليوم كله أمامه |
Bir yazı Masası, antika bir dolap çiçekli duvar kâğıdı. | Open Subtitles | وطاولة مكتب مصابيح أثريَه معلَقه ورق حائط مغطيا الجدران.. |