"masumiyeti" - Translation from Turkish to Arabic

    • براءة
        
    • البراءة
        
    • براءته
        
    • الأبرياء
        
    • برائته
        
    • براءتها
        
    Etrafında insanların toplanıp gülüştüğü bu dilek pınarı ona dostça bir hareketle dokunan kadınla aynı evrensel masumiyeti paylaşıyor. Open Subtitles حيث يضحك الناس حول نافورة النّذر المرأة التي لمَستها بطريقة ودية تشارك في نفس براءة الكون
    Ama çok emin değilim hayvanların masumiyeti, sansürü aşmak için de kullanılıyor olabilir. Open Subtitles ليس تماماً براءة الحيوان قد تكون مخادعة من أجل مراقبتها
    Bu filmi yaparken, yani geçmişe bakarken, bu bilyeleri buldum... çocukluğumun Şili'sinin masumiyeti. Open Subtitles أثناء صناعة هذا الفيلم و بالنظر الى الوراء فقد عثرت في هذه الرخامات على براءة تشيلي و طفولتي
    Hiç kimsenin insan veya başka bir canlı bu masumiyeti kirletmesine izin veremeyiz. Open Subtitles لا ندع احد ، سواء كان رجل او مخلوق آخر أن يتجرأ لتلويث تلك البراءة.
    Sanırım suçluluk kanıtlanıncaya değin masumiyeti kabul etmek benimsenen bir gelenektir. Open Subtitles أظنه شكل متقبل افتراض البراءة حتى ثبوت الإدانة
    Bir yabancı dahi olsa herkesin, masumiyeti ispatlanana kadar suçlu olduğuna inanırlar. Open Subtitles وهم يؤمنون أن كل شخص حتّى ولم كان غريبا مذنب حتّى تثبت براءته
    İyiler için savaşacaktım masumiyeti koruyacak, suçluları hapse tıkacaktım. Open Subtitles ظننتُ.. ظننتُ, أنني سأحارب بمعركة جيدة.. لأحميَ الأبرياء وأحاكم المذنبين.
    Bu basitçe müvekkilinizin masumiyeti ya da suçu değil bu belki de Evlilik Yasası Savunmasını alt üst etmenin bir başlangıcıdır. Open Subtitles لم يعد الأمر يقتصر على براءة موكلكم أو عدمها بل إنه الآن بمثابة.. البوابة
    Evlilik, Tanrı'nın bahşettiği şerefli bir müessesedir insanın masumiyeti sırasında oluşmuştur ve bu sebeple kimse tarafından düşüncesizce, hafifçe veya ahlaksızca ele alınmamalıdır. Open Subtitles وهو مؤسسة مبجلة دشنها الرب في زمن براءة الإنسان ولذلك لا يجوز لأحد أن يستغله أو يسيطر عليه
    Sarışın mavi gözlü, Byron gibi masumiyeti olan... Open Subtitles أبيض البشرة، أزرق العينين [شاعر بريطاني]"تبدو على ملامحه براءة "بايرون
    Sanki çocukluk masumiyeti geldi. Open Subtitles كما لو أن براءة الطفولة قد عادت
    "Müslümanların masumiyeti" adındaki filmi için fragman hazırlamış. Open Subtitles - نعم يصور مقطع دعائي لفيلم اطلق عليه براءة المسلمين
    Mesela, masumiyeti. Open Subtitles على سبيل المثال، براءة.
    - Saflığı, masumiyeti, şerefi. Open Subtitles - هناك شيئا فيها نقاء ، براءة ، شرف
    Bu lüks, kutsal masumiyeti yok etmeye cesaret ettiğimiz için verilen bir ceza. Open Subtitles هذه الرفاهية عقاب لنا, لجرأتنا على ترك البراءة المقدّسة
    Amerikan Anayasını örnek alırsak, masumiyeti kanıtlayabilecek her tanık çağırılabilir. Open Subtitles سيدتى القاضية , دستور الولاية يتصدر الزعامة هنا والقانون يعطى الحق فى إستجواب أى شاهد لإثبات البراءة
    Kendi öz babası için giderken gözlerindeki masumiyeti düşünebiliyor musun? Open Subtitles أتستطيع حتى أن تتخيّل البراءة في عيونها... إمتدّت إلي أبّيها؟
    Kasaba inşa edildiğinden beri masumiyeti ve saflığı geri getirmek için bir çok kez toplandılar. Open Subtitles لقد تقابلو عدة مرات منذ أن أنشأت المدينة لإعادة البراءة والنقاء
    Demem o ki, bu yaşananları unutacak ve masumiyeti ilelebet yok olacak. Open Subtitles -ما أقصده هو أنّه ... سينسى حدوث هذا قطّ، وبأنّ... براءته ستختفي
    Çünkü eğer masumiyeti ile suçluluğu birbirinden ayıramazsak bize olan her şey bütün o acıların bir anlamı olmaz. Open Subtitles الأبرياء عن المذنبين كل ماحدث لنا, كل معاناتنا لامعنى لها
    Bu operasyona tek bir şartla izin verdim. Suçlu olduğunu ispatlamanın yanında masumiyeti için de çalışacağız. Anlaşıldı mı? Open Subtitles لقد وافقت على هذه العملية بشرط أن نحاول يكل قوة إثبات برائته كما نحاول إثبات التهمة عليه، مفهوم؟
    Medusa'nın dünyası kararmış, masumiyeti çalınmış, hayatı kökünden değişmiştir. Open Subtitles (ميدوسا) باتت محطّمة. فقد سُرقت براءتها. تبدّلت حياتها للأبد.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more