"mavi bir" - Translation from Turkish to Arabic

    • زرقاء
        
    • ازرق
        
    • أزرق
        
    • الزرقاء
        
    • الأزرق
        
    Şu dolapta, üst çekmecede üzeri etiketsiz küçük mavi bir ilaç şişesi var. Open Subtitles ابحثي في الخزانة ، في الرف العلوي هناك زجاجة زرقاء صغيرة بدون ملصق
    Kaba mavi bir yoldan geçtim ki, bilmek bile istemezsin. Open Subtitles حصلت على كرد زرقاء في أماكن لا تريد ان تعرفها
    Kırmızı değil, mavi bir Prius. Ama tam mavi değil. Open Subtitles ليست حمراء , انها زرقاء لكها ليست زرقاء في الحقيقه
    Evcil hayvan olarak mavi bir balina alan fakat bu yüzden başına türlü şeyler gelip, hayatı alt üst olan bir çocuğu anlatıyor. TED إنها عن طفل حصل على حوت ازرق أليف لكنها عقوبة وأفسدت حياته.
    Annem benim aslında mavi bir balon almamın daha iyi olacağını söyledi. TED قالت لي أمي أنها تعتقد أنني يجب حقًا أن آخذ بالونًا أزرق.
    Michael, soygundan 92 model, mavi bir Civic ile kaçtı. Open Subtitles مايكل انطلق من موقع السرقة في السيفيك الزرقاء موديل 92
    Açık mavi bir okyanusa baktığınızda aslında hareketli hayatla dolu bir mikrobik çorbayı seyrediyoruz. TED عندما تنظر إلى المحيط الأزرق الشفاف، أنت في الواقع تحدق في حساء ميكروبي مليئ بالحياة.
    Kişisel eşyalar arasında mavi bir sırt çantası gören oldu mu? Open Subtitles هل ثمة من رأى حقيبة ظهر زرقاء مع المتعلقات الشخصية الأخرى؟
    Kırmızı, beyaz ve mavi bir arabayı çalmak, Amerkan bayrağına tükürmek gibidir. Open Subtitles لكن سرقة سيارة حمراء و بيضاء و زرقاء كالبصق على علم أمريكا
    Seni maviye yönlendirmeye mavi bir kravat takarak başladım, ki sen de takacaksın. Open Subtitles بدأت بدفعك لإختيار الحجر الازرق بإرتدائي لربطة عنق زرقاء والتي ستلبسها انت أيضاً
    Millet, sabah çalıntı olarak rapor edilen mavi bir Sedan'ın plakasına bakıyorum. Open Subtitles يارفاق، قمت للتو بفحص لوحة سيارة زرقاء تم الابلاغ بسرقتها هذا الصباح
    Sayın müşterilerimiz, park alanında ışıkları açık durumda mavi bir Prius var. Open Subtitles إنتباه أيها الزبائن هناك سيارة بريوس زرقاء أنوارها مُضاءة في موقف الركن
    Sayın müşterilerimiz, park alanında ışıkları açık durumda mavi bir Prius var. Open Subtitles إنتباه أيها الزبائن، هناك سيارة بريوس زرقاء أنوارها مضاءه في موقف الركن
    Sizden, ölü mavi bir ıspanak bitkisini elinde tutmakta olan küçük bir kız hayal etmenizi istiyorum. TED أريد منكم جميعاً أن تتخيلوا فتاة صغيرة .تحمل في يدها نبتة سبانخ زرقاء ميتة
    Öyleyse makineye mavi bir yumurta eklersiniz ve bu durumda 99 yumurta birleşip tek bir mavi yumurta çıkarırlar. TED فتُضاف بيضة زرقاء إلى المحضنة، وبعد 99 انصهار لباقي البيوض، يبقى فقط بيضة زرقاء واحدة.
    Ya temiz, mavi bir gökyüzünü garantileyeceğiz, ya da nükleer güç ile belirsiz bir geleceği. TED ويمكننا ضمان سماء نظيفة ، زرقاء أو مستقبل غير معروف مع الطاقة النووية.
    Yanlış hatırlamıyorsam eğer, saçların kat kattı ve mavi bir bisikletin vardı. Open Subtitles عفوًا، لكنّي أتذكّر تمامًا. كنت تملكين شعر كثيف مبعثر, ودرّاجة زرقاء.
    Birdenbire şu-- küçük adam içeri girdi... küçük mavi bir şapkası ve mavi üniforması vardı. Open Subtitles و اذ فجأةً جاء هذا الرجل القصير الذي يعتمر قبعة زرقاء و بدلة زرقاء
    mavi bir karga onu yakalayıp boğazına atmışken, Hopper tekmeliyor ve bağırıyordu. Open Subtitles كان طائر ازرق اللون هاجم هوبر, الذي كان مرعوبا
    Baban küçükken kocaman yuvarlak tekerlekli mavi bir teneke treni vardı. Open Subtitles عندما كان أبوك في صباه، حاز على قطار أزرق بعجلات ضخمة
    Kapkaranlık sana doğru anda yol veriyor, o duvardan uçup gidiyoruz ve güzel mavi bir gökyüzü ortaya çıkıyor. TED تفسحُ ظلمة الأسود الداكن الطريق في اللحظة المناسبة، نُطير بعيدًا ذلك الجدار، ونكشفُ عن السماء الزرقاء الجميلة.
    Ama en önemlisi, kırmızı ile halkaya alınmış kısım soluk mavi bir bölgeyi öne çıkarıyor. TED لكن الأهم، أن المنطقة التي بداخل الدوائر الحمراء تظهر لنا تلك المنطقة ذات اللون الأزرق الفاتح.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more