| Kırmızı değil, Mavi bir Prius. Ama tam mavi değil. | Open Subtitles | ليست حمراء , انها زرقاء لكها ليست زرقاء في الحقيقه |
| ne yaparsın ? Ne düşünüyorsun, bu kemer sadece mavi değil.. | Open Subtitles | لكن ما تجهلينه أن هذه البلوزة ليست زرقاء |
| Ama bilmediğin şey, o sadece mavi değil. | Open Subtitles | فيما ترتديه من ملابس لكن ما تجهلينه أن هذه البلوزة ليست زرقاء |
| Biraz büyük. Yeterince mavi değil. | Open Subtitles | كبيرة بعض الشيء ليست زرقاء بما يكفي |
| Aklıma gelmişken kraliyet kanı mavi değil kırmızıdır. | Open Subtitles | أوه .. بالمناسبه .. الدم الملكى ليس أزرق اللون كما يظن معظم الناس .. |
| Evet, tıpkı o dizi gibi ama bu mavi değil yeşil ve gerçek. | Open Subtitles | نعم، تمامًا كهذا العرض ماعدا أن هذا أخضر و ليس أزرق و هو حقيقي |
| "Bende bir Vega var ama mavi değil. | Open Subtitles | يقولون, "لدي سيارة (فيجا) وهي ليست زرقاء. |
| Annemin gözleri mavi değil. | Open Subtitles | أمي عينيها ليست زرقاء |
| Bu mavi değil, cezayir menekşesi. | Open Subtitles | هذا اللون ليس أزرق ولكنه زهري. |
| mavi değil. Marrakech Gizemi rengi. | Open Subtitles | ليس أزرق |