| Yani aşağı yukarı 10 bin yıl önce Karadeniz'de bir genimizdeki bir mutasyon sonucu mavi göz ortaya çıktı. | TED | فمنذ حوالي 10.000 سنة بجوار البحر الأسود، حدث لنا تحول واحد في جين واحد والذي أدى إلى العيون الزرقاء. |
| Bir daha bana bu mavi göz saçmalığından bahsetme. | Open Subtitles | لا تكلموني عن خرافه العيون الزرقاء مرة اخرى |
| Eğer bir çift mavi göz seni rahatsız ediyorsa git ve geri dönme. | Open Subtitles | واذا كان العيون الزرقاء تضايقك ، اذهبي ولا تعودي |
| Koyu sarı saç, mavi göz, deli. | Open Subtitles | أنا شقراء قذرة زرقاء العينين ومخبولة؟ |
| - mavi göz senin biliyorum! | Open Subtitles | -مرحبا يا زرقاء العينين ! |
| - Evet, her zaman koyu mavi göz farı kullanırım. - Harika. | Open Subtitles | أجل, أردت دائماً عيون زرقاء غامقة - رائع - |
| -bana iki hayat ve de bir çift mükemmel mavi göz borçlu. | Open Subtitles | يَدِينُني بالحياة مرتين ومجموعة العيونِ الزرقاءِ المثاليةِ. |
| Tamam. mavi göz, sen tam bir ikiyüzlüsün. | Open Subtitles | حسنا يا صاحبة العيون الزرقاء أنت فقط منافقة |
| Sarı saç, mavi göz. | Open Subtitles | الشعر الأشقر ، العيون الزرقاء |
| Selam mavi göz. | Open Subtitles | مرحباً يا صاحب العيون الزرقاء |
| tıpkı... mavi göz ya da düz taban gibi. | Open Subtitles | العيون الزرقاء والقدم المسطحة |
| Bir sürü mavi göz. | Open Subtitles | الكثير من العيون الزرقاء |
| Sarı saç, mavi göz. Saçmalık. | Open Subtitles | جميعهم لديهم عيون زرقاء - هذا هراء - |
| ve şovu seyret, Bay mavi göz. | Open Subtitles | و استمتع بالعرض سيد (عيون زرقاء) |
| -ve de bir çift iki mükemmel mavi göz borçlu | Open Subtitles | ومجموعة العيونِ الزرقاءِ المثاليةِ. |