Her birinde kırmızı, mavi ve sarı kablolar vardı, ...fünye olarak eski cep telefonu kullanmışlar. | Open Subtitles | أسلاك حمراء,زرقاء و صفراء في كل منها هاتف خليوي قديم استخدم كمفجر |
mavi ve sarı hep karışır. | Open Subtitles | درجات اللون الأزرق و الأصفر دائماً ما تنتشر |
Kırmızı, mavi ve beyaz da İngiliz Bayrağı'ndan değil mi? | Open Subtitles | والأحمر ، الأبيض والأزرق هذا من العلم البريطاني ، صحيح؟ |
Yanda mavi ve turuncu var ve tabanında da kırmızı ağ var. | Open Subtitles | هناك أزرق و برتقالي على الجوانب و هناك شرائط حمراء على النعل |
Bu gördüğünüz mavi ve kırmızı arasındaki boşluk çok önemli. | TED | وتلك الفجوة بين الخطين الأزرق والأحمر قوية للغاية. |
Turuncu, mavi ve sarı olan başka bir kelebek türü daha vardır ama zehirsizdir. | Open Subtitles | ولكن هناك فراشات اخرى وهي برتقالية وزرقاء وصفراء ايضاً ولكنها لا تملك اجنحة سامة |
mavi ve Siyah dip dalgasıyla çırpınıyorlar. | Open Subtitles | انهما الأسود و الأزرق يتناوشان للوصول للموجة القوية. |
Güneşli gökyüzüne bakıyorum, parlak ve mavi; ve işte bir kelebek | Open Subtitles | انظر الى الأعلى إنها سماء زرقاء إنها مشعه جدا و زرقاء و هناك أيضا فراشة |
Bence o mavi ve üstünde boyu zoolojik olarak yanlış olan bir kelebek var. | Open Subtitles | أعتقد أنها زرقاء و عليها فراشة و حجمها طبقًا لعلم الحيوان غير صحيح. |
Çünkü bu mavi ve kıyafetle uyuşuyor. | Open Subtitles | لأنها زرقاء و نوعاً ما متناسقة مع ثيابي |
İki rengi var: mavi ve menekşe rengi, hangisini istersin? | Open Subtitles | يأتي بلونين، الأزرق و البنفسجي، أيّهما تفضّل؟ |
mavi ve yeşil giyen adamdan fazla kime saygı duyuluyor ki? | Open Subtitles | من يكن إحتراماً أكثر ممن يلبسون الأزرق و الأخضر؟ |
Renk tayfında mavi ve beyazın arasında kolayca görülebilir. | Open Subtitles | أنه خليط متوسط ما بين اللونين الأزرق و الأبيض |
İşte mavi ve yeşil renklerde iki insan grubu. | TED | هنا أثنين من المجموعات البشرية بالأخضر والأزرق. |
Ve yaşayan bu mavi ve yeşil güzel gezegene yaptığımız çok kısa bu ziyarette, bizim yapmamız gereken bir seçim bulunuyor. onu incitmek veya yardım etmek. | TED | ولدينا الخيار خلال حياتنا القصيرة على هذا الكوكب الحي الذي يتكون من اللونين الأخضر والأزرق إما أن نؤذيه وإما أن نساعده |
Buz tavan mavi ve yeşil parlıyordu çünkü güneş çok yukarıdan buzların üzerine doğru geliyor ve hepsini aydınlatıyordu. | TED | كان الجليد بالسقف يعكس لمعانا أزرق و أخضر لأنّ أشعة الشمس القادمة من فوق من بعيد كان تشعّ من خلال الجليد و تضيؤه كلّه. |
Yani turuncu konu dışı ve onu mavi ve kırmızıda tutman gerekecek. | TED | لذا اللون البرتقالي بعيد وستحتاج لإبقائه باللون الأزرق والأحمر. |
Annen Lara sana 3 battaniye verdi, kırmızı, mavi ve sarı. | Open Subtitles | والدتك "لارا" أرسلتلك ثلاث بطانيات، حمراء، وصفراء وزرقاء |
Kızıl, mavi ve yeşile döndü. | Open Subtitles | ثم تحولت إلى الاحمر و الأزرق و الاخضر |
Daha mavi ve beyaz. Oğlum Lazio taraftarı olacak galiba. | Open Subtitles | الجدران مازالت باللون الأزرق والأبيض أخشى على أولادي أن يتأثروا ويصبحوا مشجعين لنادي لاتسيو |
mavi ve beyaz unutma beni çiçekleriyle, onbeş kat yapacağım. | Open Subtitles | سأصنعها من خمسة عشرة طبقة وردي وأزرق عساني لا أنسى |
mavi ve beyaz, haydi savaş, kazan. Haydi savaş, kazan. | Open Subtitles | تقدّم يا فريق الأزرق في الأبيض قاتل واربح، تقدّم قاتل واربح |
mavi ve sabunlu. | Open Subtitles | إنها زرقاء وبطعم الصابون |
Bu mavi ve kırmızı hücrelere çift kortin-pozitif(doublecortin-positive) hücreleri deniyor. | TED | هذه الخلايا الزرقاء والحمراء المُسماة خلايا إيجابية مرتبطة بانتعاش الدماغ. |
Heryerde mavi ve altın rengi olayı nedir? | Open Subtitles | ما هي القصة في تواجد الأزرق والأصفر في كل مكان؟ |