Hem bir meşe tomurcuğu, hem de değişik bir şey gelişmeye başlar, mazı. | Open Subtitles | لا يتكوّن إلى جوزة لكن لشيء مختلف تماماً، عفص. |
İçine yumurtasını bırakabileceği hazır bir mazı arayan şu hırsız arılardan birisi. | Open Subtitles | إنهم لصوص آخرون يبحثون عن عفص متاح يمكن حقن بيضهم به. |
Macaristan'da, bir başka mazı türü kendini çok daha karmaşık bir biçimde korur. | Open Subtitles | عفص آخر بـ(المجر) يحمي نفسه بطريقة أكثر تعقيداً. |
Bu da başka bir mazı arısı türü genetik mühendisi değil, hırsız. | Open Subtitles | هذا نوع آخر من زنابير العفص وهي ليست مهندسة وراثيّة، إنها لصّة. |
Bir sivrisinek büyüklüğündeki bu küçücük böcek mazı yapıcılardan biridir. | Open Subtitles | هذه الحشرة الصغيرة، لا تكاد تكبُر البعوضة، هي أحد زنابير العصْف. |
mazı arıları da çiftleşmeyi tamamladı ve bu dişi, yumurtalarını bırakacağı bir yer arıyor. | Open Subtitles | تزاوجت زنابير العفْص أيضاً وتبحث هذه الأنثى عن مكان لتضع به بيضها. |
Birkaç dakika içinde değişik bir mazı arısı beliriveriyor. | Open Subtitles | خلال بضع دقائق سيظهر نوع مختلف من زنابير العفص. |