"mazeret değil" - Translation from Turkish to Arabic

• ليس عذراً
• ليس بعذر
• ليس عذرا
• ليس عذر
• لا عذرَ
• ليس عُذراً
• ليس سبباً

Sahip olmamak, olmaya çalışmamak için mazeret değil.
عدم ملكية شيء ليس عذراً لكي لا يحصل الشخص على ما يريده

Evet ama bu insanları aşağılamak için mazeret değil.
نعم , ولكن هذا ليس عذراً لنكون أنذال مع الناس

Artık bir mazeret değil.
هذا ليس بعذر, ليس بعد الآن

Eşinizin ölümü yüzünden üzgün olduğunuzu anlıyorum ama bu, ölümcül bir hata yapmanız için mazeret değil.
أنا أتفهم أنك مستاء من وفاة زوجتك لكن هذا ليس عذرا لارتكاب خطأ فادح آخر

Doğru bir amaç için mücadele ettiğini biliyorum ama bu, insanlara böyle davranmana mazeret değil.
الأن , أعرف بأنكِ حازمة بتعاملك لكن هذا ليس عذر لطريقة تعاملك مع الناس

Biliyorum, ve tatilde olması bir mazeret değil.
أَعْرفُ، وفقط لأن هو كَانَ في إجازة، ذلك لا عذرَ.

Yine de mazeret değil.
لكن ذلك ليس عُذراً

Biliyorum mazeret değil ama çok yoğun bir haftaydı.
لقد كان أسبوعاً مجنوناً لكني أعرف أن هذا ليس عذراً

Bu da mazeret değil.
-إنكِ تحت الكثير من الضغوطات -وذلك لايزال ليس عذراً

Tamam, peki, bu bir mazeret değil. Haklısın.
حسناً، أجل، هذا ليس عذراً أنت محق

-Yine de bu bir mazeret değil.
. مازال ذلك ليس عذراً لـ..

Senin için mazeret değil artık.
هذا ليس عذراً لك بعد الآن

Senin için mazeret değil artık.
لكن هذا ليس عذراً لك

- Biliyorum bu bir mazeret değil...
أعلم حقاً أن هذا ليس بعذر...

Bu bir mazeret değil.
هذا ليس بعذر

Bu bir mazeret değil.
-هذا ليس بعذر !

Bunu yaparak ona yardım ettiğimi sanıyordum, tabii bu bir mazeret değil.
إعتقدت بأنني كنت أعمل الشيء الصحيح حاولت مساعدتها، لكنه ليس عذرا

mazeret değil biliyorum ama gerçekten utanıyorum.
أعرف أن هذا ليس عذرا ولكن يجب أن أنا أسف جدا أنا أسف فعلا

Bu, normal işlerinizden kaçmak için bir mazeret değil.
هذا ليس عذرا للخروج من الأنشطة العادية.

mazeret değil, ama...
.. وهذا ليس عذر . لكن

Bu kaçmak için hiçbir mazeret değil.
هذا ليس عذر للتسلل.

Başına gelenlere üzüldüm ama bu bir mazeret değil.
أَنا آسف على كُلّ ذلك حَادِثُ إليك , لَكنَّه لا عذرَ.

- Bu bir mazeret değil.
-هذا ليس عُذراً ،

- Herkes batırır, Saul. Ama bu kendine tamamen saygısızca davranman için bir mazeret değil.
لكن هذا ليس سبباً كي تعامل نفسك باحتقار