Senin meydana getirdiğin şu saçmalığa büyük reklam malzemesi vermekle çok meşguldüler. | Open Subtitles | كانوا مشغولين جداً في تحويلك إلى هذا الهراء الذي أصبحت عليه. |
Laputa entelektüelleri, düşüncelerle o kadar meşguldüler ki çiftçiliğe zamanları yoktu. | Open Subtitles | عباقرة لابوتا كان مشغولين جداً بأفكارهم العظيمة أكثر من أن يشغلوا أنفسهم بالزراعة |
Tesisi savunmakla meşguldüler muhtemelen. | Open Subtitles | لماذا لا تعتقدين أنهم كانوا مشغولين بالدفاع عن المركز؟ |
Son baktığımda Liberyalılar, şirket kurmak yerine birbirlerini vurmakla meşguldüler. | Open Subtitles | آخر ما أعرف شعب ليبيريا مشغولين بقتل بعضهم على إنشاء شركات كيماوية |
Henüz kendileri bilmiyor çünkü kavga etmekle meşguldüler. | Open Subtitles | لا يعرفون ذلك بعد لأنهم ما زالوا مشغولين بالشجار |
Sanırım beni yumruklamakla o kadar meşguldüler ki farkına varamadılar. | Open Subtitles | اعتقد انهم كانو مشغولين بلكم وجهى و لم يلاحظونى |
Sanırım cinsel ayrımcılıkla meşguldüler. | Open Subtitles | أعتقد بأنهم كانو مشغولين بالتمييز على أساس الجنس حينها. |
Ama o zamanlar hepimiz birer hiçtik ve bu da bizim için mükemmeldi çünkü bütün o saygıdeğer, büyük burunlu adamlar her zaman yaptıkları işle, saygıdeğer olmakla o kadar meşguldüler ki geri kalan bizler çılgınca davranabiliyorduk Bu da en iyi yaptığımız şeydi. | Open Subtitles | ولكننا كنا جميعنا لا أحد لأن كل الرجال المحترمين المعروفين كانوا مشغولين بالقيام بما يفعلونه دائمًا، وهو أن يكونوا محترمين |
Çadırın kapağından çektim. Fark edemeyecek kadar meşguldüler. | Open Subtitles | لقد كانوا مشغولين جدا ليلاحظوا |
Beni bağlamakla o kadar meşguldüler ki söylemeyi unutmuşlardır. | Open Subtitles | ) أظنّهم كانوا مشغولين جدّاً بتوثيقي عن إخباري، لا أدري |
- Son zamanlarda meşguldüler. | Open Subtitles | - - لقد كانو مشغولين مؤخراً |