"meşrulaştırmak için" - Translation from Turkish to Arabic

    • لتبرير
        
    Sadakat, güçlüler tarafından el üstünde tutulan, zayıflar tarafından da zayıflıklarını meşrulaştırmak için yüceltilen, abartılmış bir erdem John. Open Subtitles الولاء هو فضيلة مبالغاً فيها، جون يناصرها الحمقى يستخدمها الضعفاء لتبرير ضعفهم
    Böylece Afrikalıların biyolojik açıdan "aşağı" olduklarını ve köle olarak gönderildiklerini ileri sürerek bu teoriyi meşrulaştırmak için büyük çaba sarfettiler. TED مما دفعهم للزعم أن الأفارقة كانوا أقل شأنا من الناحية البيولوجي و أنهم خلقوا لكي يكونوا عبيداً وقد بذلت جهود كبيرة لتبرير هذه النظرية
    Ama bazı mezunlar bunu mezuniyet sonrası yaptıkları oldukça illegal anlaşmaları meşrulaştırmak için kullandılar. Open Subtitles لكن بعض الخريجين قاموا بإستخدام تلك الخوارزميات في حياتهم ما بعد الجامعية لتبرير قيامهم ببعض التعاملات التجارية المشبوهة
    Köylüleri öldürmeyi meşrulaştırmak için. Open Subtitles لتبرير قتل القرويين.
    Seri katiller, yaptıklarını meşrulaştırmak için anormal mantıklar geliştirir. Open Subtitles {\pos(192,210)} يكوّن القتلة المتسلسلون غالباً تسويغات مدروسة لتبرير أفعالهم.
    Gerçek cihadı, faşist İslamcıların yansıttığı bu dalalet ile karıştırdım -- bu insanlar, güce, otoriteye ve dünya üzerindeki kontrole duydukları tutkuyu meşrulaştırmak için cihat fikrini kullanıyorlardı: Günümüzde El-Kaide, İslam Devleti ve diğerleri gibi faşist İslamcı grupların sürdürdüğü bir sapkınlık. TED خلطت بين الجهاد الحقيقي وبين هذا الانحراف كما يقدمه هؤلاء الفاشيون الإسلاميون -- هؤلاء الناس الذين استعملوا فكرة الجهاد لتبرير لهفتهم على القوة والسلطة والتحكم في الأرض: انحراف مستمر إلى اليوم من طرف الجماعات الإسلامية الفاشية مثل القاعدة، والدولة الإسلامية وغيرها.
    New York gibi pahalı şehirlerde gayrimenkul fiyatlarını daha fazla görüşe izin vererek arttırmak sihirli bir güçleri var bu da uçuk fiyatları meşrulaştırmak için sunabildikleri tek varlık. TED هي تمتلك القدرة السحرية في المدن عالية التكلفة مثل (نيويورك) حيث تضاعف من قيمة العقارات بزيادة الأماكن المطلة عليها، وهي في الحقيقة السلعة الوحيدة التي يقدمها المطورون لتبرير تلك الأسعار الفلكية.
    Hydra, kanun ve nizamı sağlamak ve kontrolü ele geçirmek adına her şeyi meşrulaştırmak için Cambridge'i kullandı. Open Subtitles هايدرا)استعملت كامبريدج للهيمنة) ...باسم القانون و النظام لتبرير كل آثامها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more