| Benim tutkum ve son birkaç yılı araştırmaya adadığım şey, işbirlikçi davranışlar ve bu sistemler içerisindeki güven mekanizmaları. | TED | شغفي والذي قضيت فيه سنواتي الأخيرة متفرغة للبحث، هي السلوكيات التعاونية و آليات الثقة المتأصلة في هذه النظم. |
| Bu hak, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'nin bir parçası olarak tanınabilir, ki bu beyanname de benzer sosyal hakların uygulanması için tesis edilen mekanizmaları oluşturdu. | TED | يمكن الاعتراف بهذا الحق كجزء من الإعلان العالمي لحقوق الإنسان، الذي أسس آليات لإنفاذ هذه الأنواع من الحقوق الاجتماعية. |
| Evrenin içinde eşyaların meydana gelmesini sağlayan kendi kendini örgütleme mekanizmaları olmalı. | TED | يجب أن يكون هناك آليات من التنظيم الذاتي داخل هذا الكون و الذي يصنع الأشياء |
| Ben de birkaç yıl önce zekânın altında yatan temel fiziksel mekanizmaları anlayabilmek için bir program üstlendim. | TED | و هكذا، منذ عدة سنوات، شرعت ببرنامج لمحاولة فهم الآليات الفيزيائية الأساسية التي تكمن في الذكاء. |
| İnsan olma deneyiminin altında yatan en temel mekanizmaları aramaktan ve aslında kim olduğumuzu anlamaktan daha heyecan verici ne olabilir? | TED | ما الممتع أكثر من فهم الآليات الأساسية التي تقوم عليها التجربة البشرية، وفهم جوهر ما نحن عليه؟ |
| Beyin üzerinde araştırmalar, romantik bir sevgiden ayrılışın, bağımlıların kokain veya opioid gibi maddeleri bıraktığı zaman beynimizde aktive olan aynı mekanizmaları harekete geçirdiğini gösterdi. | TED | أظهرت دراسات الدماغ بأن الانسحاب من علاقة رومانسية ينشطُ نفس الآليات في أدمغتنا التي يحصلُ تفعيلها عندما ينسحب المدمنون من تعاطي مواد كمخدر الكوكايين والأفيون. |
| Burada çeşitli yalıtımları, uçar mekanizmaları ve oditoryum üstündeki iskeleleri görüyorsunuz. | TED | هنا ترون الصوتيات المذهلة و آليات الرفع, والمماشي فوق المسرح. |
| mesainin %20'si, buralar fikir-üreten mekanizmaları besleyen organizasyonlar. | TED | حيث ، بمعنى ما، هنالك تتمّ تنمية آليات الحدس في المؤسسة. |
| Hücre büyümesi gibi biyolojik mekanizmaları tanımlamak için, diferansiyel denklemler kümesi olan matematiksel modeller yazarım. | TED | أكتب نماذج رياضية والتي هي في حالتي أنظمة لمعادلات تفاضلية لوصف آليات بيولوجية كنمو الخلية. |
| Niçin hayattaki diğer tüm zorluklarda bize yardım eden mücadele mekanizmaları kalbimiz kırıldığında işe yaramaz hâle geliyorlar? | TED | لماذا نفس آليات المواجهة والتكيف التي تجعلنا نمرُ بكل أنواع تحديات الحياة تفشلُ معنا فشلًا ذريعًا عندما تتحطم قلوبنا؟ |
| Aklına hangi baş etme mekanizmaları geliyor? Sadece bugüne odaklanacağım falan... | Open Subtitles | ماهيَ آليات التأقلم التى تخطر على بالُكِ؟ يومُ واحد فى وقتِ واحد |
| Doğada çok çeşitli, ışığı algılama ve özdeşleşme (uyum) mekanizmaları vardır. | Open Subtitles | الطبيعة مليئة بالاكتشافات الضوئية المختلفة و آليات الاستيعاب. |
| İdeolojileri ne olursa olsun, mevcut ekonomik sistemlerin soyumuzu korumak için inşa edilmiş yerleşik bir mekanizmaları yoktur bırakın 100 bin yılı, bundan bundan 100 yıl sonrasına kadar bile. | Open Subtitles | فالأنظمة الاقتصادية السائدة مهما كانت معتقادتها لا تملك آليات تحتية |
| Bu alanlara, piyasa mekanizmaları ve nakit teşvikleri getirmek, ilgilenmeye değer piyasa dışı değer ve tutumları baltalayabilir veya artırabilir. | TED | في تلك المجالات، جلب آليات السوق والحوافز النقدية ربما يقوّض أو يزاحم القيم غير السوقية والسلوكيات التي ينبغي أن نهتم بها. |
| Şimdi problem ;şu anda kişisel bilgilerin suistimalinden korumak için sahip olduğumuz kural mekanizmaları bir silahlı çatışmaya bıçak getirmek gibi olması. | TED | الآن المشكلة في ذلك أن آليات السياسة التي نمتلكها لحماية أنفسنا من سوء استخدام المعلومات الشخصية هي كإحضار سكين إلى قتال بالأسلحة النارية. |
| Sadece zaman bunu söyleyecek eğer bu gizemli nesneleri incelemeye devam edersek olsun ya da olmasın doğru mekanizmaları sabitleyebilirsek ve hepsinin nasıl başladığını öğrenebileceğiz. | Open Subtitles | سيخبرنا الوقت وحده لو استمرّينا بدراسة هذه الجسيمات الغامضة سواء استطعنا معرفة الآليات |
| Bu tarz patentlerin sorunu şu; patent mekanizmaları çoktan güncelliğini yitirmiş, patent sistemi olması gerektiği gibi çalışmıyor ve bunların sonucunda bu tarz davalar anlaşmayla sonuçlanıyor. | TED | المشكلة مع هذه البراءات هو أن الآليات غامضة ونظام براءات الاختراع مختل، وكنتيجة لذلك، معظم هذه الدعوات القضائية تنتهي بتسويات. |
| Çalıştığım araştırmacılardan birisi sinir dokusu bozulumunun moleküler mekanizmaları üzerine çalışıyordu, birlikte çalıştığımız animasyonla direkt olarak alakalı olan deneylerle çıkageldi ve böylece animasyon araştırma sürecine geri besleme yapabildi. | TED | واحدة من الباحثين الذين عملت معهم تعمل على الآليات الجزيئية للأمراض العصبية جاءت بتجارب مرتبطة مباشرةً مع رسم متحرك عملنا أنا وهي عليه سويًا، وبهذه الطريقة، يمكن للرسم المتحرك تغذية العملية البحثية. |
| Epigenetik bilimi bu moleküler mekanizmaları, DNA'mızı tam anlamıyla şekillendiren karmaşık yapıları, yaşadığımız ve çalıştığımız yere ve çevremizde maruz kaldıklarımıza bağlı olarak genlerin açılıp kapanmasını inceler. | TED | يبحث علم التخلق في تلك الآليات الجزئية تلك الطرق المعقدة التي يتشكل فيها حرفيًا حمضنا النووي تشغيل وتوقيف الجينات مبني على التعرض إلى البيئة حيث نعيش وحيث نعمل |
| Diğer taraftan, bizim bulduğumuz ilaç kokteyli metastazı hedef alırken bunu tümörün büyümesini değil onu yöneten karmaşık mekanizmaları hedef alarak, Hasini etkisini hedefleyerek gerçekleştiriyor. | TED | ومن ناحية أخرى، توصلنا إلى كوكتيل العقاقير الذي يستهدف الانبثاث ليس عن طريق استهداف نمو الورم ولكن عن طريق استهداف الآليات المعقدة التي تحكمه، من خلال الاستهداف لتأثير حسيني. |
| Ancak, geriye dönüp bakar ve yüzen yapay makineler ile uçan yapay makineleri yapmamızı sağlayan en faydalı buluşların neler olduğunu düşünürseniz, yalnızca yüzme ve uçmanın altında yatan fiziksel mekanizmaları anlayabilmemiz sebebiyle bu makineleri yapabildiğimizi görürsünüz. | TED | لكن، إن نظرت نظرة إلى الوراء و فكرت بما هو أكثر الإبداعات تمكيناً الذي جعلنا قادرين على بناء ألات صناعية تسبح و ألات صناعية تطير، تجد أنه فقط من خلال فهم الآليات الفيزيائية الكامنة في السباحة و الطيران استطعنا بناء هذه الآلات. |