| balinalar tarafından bestelenen anımsatıcı melodiler ya da şarkılardır. | TED | ولكن أشهر أجزاء هذه السيمفونية المائية هي الألحان أو الأغاني المؤثرة التي ألفتها أكبر الثدييات في العالم: الحيتان. |
| Tüm o şöhret, alkışlar, güzel melodiler. | Open Subtitles | كل الشهرة و كل المجد و كل الألحان الجميلة |
| Akilda kalici bazi melodiler içerdigini de unutmamak lazim. | Open Subtitles | دعنا لا ننسى أنه يحتوي بعض الألحان الجذابة |
| Yıllardır şeref duyduğumuz melodiler, ahenk, hepsi unutulacak. | Open Subtitles | سنوات من الألحان الشرفية والمنسجمة قد إختفت. |
| Aslında bu park için özel hazırlanmış bir şarkı listesi değil, daha çok dinleyicinin izlediği yola göre şekillenen, bir yapbozun parçaları gibi birbirine geçen ve karışan farklı melodiler ve ritimler dizisi. | TED | فهذه ليست قائمة بأغنيات معنية بها الحديقة، ولكنها، مجموعة من الألحان والإيقاعات المتمايزة والتي تتآلف مع بعضها كأجزاء الأحجية وتمتزج ببعضها دون ارتباط اعتماداً على ما يختار أن يذهب إليه المستمع. |
| Müzik yazmak, bu süreçleri tekrar tekrar yaşamak gibi birşey yani sanki birçok sesler, melodiler veya bir akor gidişleri varken geriye kalan boş yer için bir parça arıyorsunuz, o küçük parçaya, o boşluğa tam uyacak bir parça. | TED | كتابة الموسيقى يشبه تلك حدوث تلك العملية مرارًا وتكرارًا، الأمر أشبه بامتلاكك مجموعة من الأصوات أو حفرة أو نغم موسيقي وأنت فقط تبحث عن ذلك الشيئ في الجهة المقابلة، تلك القطعة، تلك القطعة من الأحجية التي تملأ المكان. |
| Kafamda kurduğum melodiler ise sokaklarda yatarken beni ısıtan şeydi. | Open Subtitles | .... و كانت الألحان التي أحلمُ بها أبقتني دافئاً |