Bu durum memelilerde empati üzerine yapılan tüm araştırmalarda geçerli, dişiler erkeklerden daha çok empati sahibi. | TED | وهذا صحيح بالنسبة لكل الدراسات حول التعاطف لدى الثدييات بأن الإناث لديهم قدرة أكبر على التعاطف من الذكور. |
İlk memelilerde, -- sadece memelilerin neokorteksleri vardır-- yani kemirgene benzer canlılarda, | TED | إذا فى هذه الثدييات السالفة، لأن الثديات فقط هي التي تتوفر على قشرة مخية حديثة، مخلوقات كالقوارض. |
memelilerde ve kuşlarda yavrunun cinsiyeti bu sırada belirlenir. | Open Subtitles | هذا الوقت فى الثدييات والطيور هو الذى يتحدد فيه نوع جنس الصغار |
Oksitosin yalnızca memelilerde bulunan çok basit ve çok eski bir molekül | TED | إن الأوكسيتوسين جزيء قديم و بسيط يوجد فقط في الثديات |
Yarasalar gibi çok iyi görmeyen memelilerde bu bölgeye bakarsak pek de iyi görmeyen yarasaların mor tipe sahip yarasalar olduğunu anlarız, biliyoruz ki hastalığa sebep olan muhtemelen budur. | TED | إذا نظرنا إلى هذه المنطقة في الحيوانات الثديية التي لا تستطيع الرؤية بشكل جيد، مثل الخفافيش، ووجدنا بأن الخفافيش التي لا تنظر بشكل جيد لديها الجين البنفسجي، فسنتوقع بأن هذا الجين هو المسبب للمرض. |
Ve faremiz bana dedi ki Easter Geni'ni memelilerde test ediyormuşsun. | Open Subtitles | وفأرنا قال لي انك تجرب جين آيستر على الثدييات |
Modern sürüngenler, kuşlar ve memelilerde döllenme bu şekilde gerçekleşir. | Open Subtitles | و هكذا تكاثرت الزواحف الحديثة و الطيور و الثدييات |
Onlar, gerçek hıçkırıkların sadece memelilerde bulunduğunu ve kuşların, kertenkelelerin, kaplumbağaların veya başka yalnızca hava soluyan hayvanların bunu sürdürmediğine işaret ediyorlar. | TED | فهم يشيرون أن الفواق الحقيقي يوجد فقط لدى الثدييات وهي غير موجودة لدى الطيور والسحالي والسلاحف، أو أية حيوانات أخرى تتنفس الهواء فقط. |
Sonra düşündüm ki, moleküler düzende bana yardım edebilecek, bunu memelilerde aktive edecek kişi... | Open Subtitles | ثم فكرت: انه اذا كان هناك اي شخص يستطيع مساعدتي بالجزئيات وجعلها مقبولة في الثدييات... |
İnsanlarda ve diğer tüm memelilerde de - bu insanlara özel değil - tüm memelilerde ve kuşlarda ve diğer bazı hayvanlarda zekâ ve bilinçlilik bir arada işler. | TED | في الجنس البشري كما وفي كل الثدييات الأخرى... انه ليس أمر فريدٌ للبشر... في كل الثدييات والطيور وفي بعض الحيوانات الأخرى، الذكاء والوعي يعملان سويةً. |
Yaşlanma insanlık için büyük bir problem ve inanıyorum ki yarasalarla ilgili çalışmalar yaparak, memelilerde olağanüstü uzunlukta ömre ulaşmayı sağlayan moleküler mekanizmaları ortaya çıkarabiliriz. Eğer ne yaptıklarını, bulabilirsek, belki gen terapisi yoluyla biz de aynı şeyleri yapabiliriz. | TED | التقدم في العمر هو مشكلة كبيرة للبشرية، وأنا أعتقد أنه بدراسة الخفافيش، نستطيع أن نكتشف الآلية الجزيئية التي تمكن الثديات من تحقيق طول العمر. إذا استطعنا معرفة مايقومون به، ربما نتمكن من القيام بالمثل باستخدام معالجة الجينات على الأرجح. |
Adaleli tüpler, modifiye olmuş bacaklar, yüzgeçler ve aynı şekilde memelilerde görünen ve hepimizin aşina olduğu -- ya da yarımızın -- etli, bükülemeyen, silindirik yapılar. | TED | تجد الانابيب العضلية,الارجل المعدلة,الزعانف المعدلة, وكذلك في الثديات,الاسطوانات المنفوخة والتي نحن معتادون عليها-- او على الأقل نصفكم. |
Bu yolla öğrenciler onun nasıl çalıştığını tam da kavrayamaz ancak yüzeysel olarak anlayabilir; kalbin dört odacıklı bir organ olduğu gibi bilgileri veya şunun gibi olası yanlış ifadeleri öğrenirler: memelilerde çift yönlü bir dolaşım vardır: birinde kan akciğerlere gider ve geri döner diğerinde ise vücuda gider ve geri döner. | TED | بهذه الطريقة لن يفهم الطلاب طريقة عمله بشكل كامل، إلا أنهم سيفهمونها بشكل سطحي، بتعلمهم لمفاهيم مثل أن القلب هو عضو ذو أربع غرف، أو عبارات مضللة مثل أن الثديات عندها دورتان دمويتان: إحداهما يتجه الدم فيها إلى الرئتين ويعود، والأخرى يتجه الدم فيها إلى أنحاء الجسم ويعود. |
Genelde memelilerde vücut büyüklüğü, metabolizma hızı ve ne kadar süre yaşayabileceği arasında bir ilişki vardır ve sahip olduğu vücut büyüklüğüne bağlı olarak bir memelinin ne kadar yaşayabileceğini tahmin edebilirsiniz. | TED | في الحيوانات الثديية هناك علاقة بين حجم الجسم، معدل الأيض، ومدة العيش، ويمكن التنبؤ بطول عمر الحيوان الثدي بمعرفة حجم جسمه. |