Çünkü buraya gelip, onun mülkünü ipotekle almanızdan memnun değildi. | Open Subtitles | لأنه لم يكن سعيداً لشرائكِ ملكيته السابقة لعدم سداد أمواله للبنك |
Baba olmak konusunda pek memnun değildi. | Open Subtitles | لم يكن سعيداً جداً بشأن كونه أباً |
Bence Amy kendisi olmaktan memnun değildi ve çaresizce başka birisi olmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | أعتقد أنّها لم تكن سعيدة بشخصيّتها، كانت يائسة بأن تكون شخصاً آخر، |
Dün ona önerdiklerinizden hiç memnun değildi. | Open Subtitles | لم تكن سعيدة إطلاقاً عما قدمته لها بالأمس. |
Baban bizimle tanışman konusunda başta pek memnun değildi. | Open Subtitles | والدك لم يكن سعيدا بادئ الأمر حيال لقاؤك بنا، أليس كذلك؟ |
Gazetelerin güvenli ve yasal bir şekilde olabilmesi için yayınlama yollarından memnun değildi. Tüm bilgiyi WikiLeaks'e koydu. | TED | لم يكن راضياً عن الطريقة التى تم بها نشر الأمر في الصحف ، ولكي يكون قانونياً وفي أمان ، قام بإلقائها كلها هناك. |
Fakat o, Ross için son damlaydı, temsilci olarak senden memnun değildi. | Open Subtitles | ولكن لربما كانت تلك بمثابة القشة بالنسبة (رووس) والذي لم يكن سعيداً لتواجدك كمفوض. |
NASA bundan memnun değildi. | Open Subtitles | ناسا لم تكن سعيدة بذلك |
Ve belli ki Eddie, Samantha'nın annesi Melody'nin tekrar evlenmeye karar vermesinden ve sonra da Chicago'dan Wichita'ya taşınmasından hiç de memnun değildi. | Open Subtitles | و على ما يبدو ان إيدي لم يكن سعيدا أن والدة سامانثا ميلودي قررت أن تتزوج مجددا و من ثم ان تنتقل من شيكاغو إلى ويتشيتا |
Ama memnun değildi. | Open Subtitles | و لكنه لم يكن سعيدا |
Söylemeye gerek yok ama, nişanlısı bu durumdan çok memnun değildi. | Open Subtitles | لا داعي للقول إن خطيبها لم يكن راضياً |
Senaryodan memnun değildi. Bu konuyu konuşmak için Gabriel'le buluşmuştu. | Open Subtitles | لم يكن راضياً عن النص , و لهذا السبب أراد الإجتماع مع (غابرييل) , لمناقشة الأمر |