Ben, ben söylemek isterim ki eğer bizlerden birinin ifade vermesi gerekirse aileye yardımı dokunacak her şeyi yapmaktan büyük memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | أدرت أن أقول أنه إذا طلب أحد منا للشهادة سأكون سعيداً بفعل أى شئ لمساعدة العائلة |
Elbette, Bay Flagg a bir randevu vermekten memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | طبعاً، سأكون سعيدة بمنح السيد فلاج موعداً. |
Eğer tezini bitirmeye karar verirsen yardım etmekten memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | إن قررتي إنهاء رسالتكِ الجامعية سأكون سعيد لمساعدتكِ |
Hemen ifade verebilirim Sayın Yargıç bundan da memnuniyet duyarım, ama davanın ilerlemesini geciktirmek istemem. | Open Subtitles | دعني أشهد مقسماً الآن سيّدي القاضي سأسعد بذلك , لكنّي لم أرِد تأخير محضر الجلسة |
Lafınızı kestiğim için bağışlayın fakat karşı tarafın avukatıyla konuştum ve uzun lafın kısası, sizi temsil etmekten memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | إعذرني لكوني فظًّا ولكن لقد تحدّثت مع المُحامي المُعارض، وخُلاصة القول هي، أنّني سأكون سعيدًا لأُمثّلكم. |
Bunu yapan ilk kişi olmaktan memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | يسرّني أن أكون الأولى. |
Sayın Hakim, şimdi kendisine yemin ettirebilirsiniz, ve bundan dolayı memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | يمكنك أن تمنح القسم الان يا سيادة القاضي و يسعدني أن أقف هنا من أجله |
Benimleyken, bu kumar sayılmaz çünkü bilimsel bir sistem kurdum ve bunu sana göstermekten memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | معي، إنّه حتى ليس قماراً لأنّني ابتكرت نظام علمي متطور جداً، وسأكون سعيد لأعرضه عليكِ. |
Bak, daha iyi bir fikrin varsa duymaktan büyük bir memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | استمع، لو كان لديك فكرة أفضل سأكون سعيداً بمعرفتها لدي فكرة أفضل لدينا فرصة الآن |
- Yapacak çok işim var ama bir birimi, dosyalarınızı kopyalamak için buraya yığmaktan memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | لدى وظيفة للقيام، ولكن سأكون سعيداً لبدء بإرسال فريق إلى نسخ كافة الملفات الخاصة بك. |
Bana bunu hediye edecek kadar incelik gösterirseniz kabul etmekten memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | إذا كنتم لطفاء زيادة معي سأكون سعيداً بتقبّل هديتكم |
Diplomatik çantayı taşıyan adam hakkındaki sorularınızı cevaplamaktan memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | سأكون سعيدة بإجابة أسئلتك عن الرجل حامل الحقيبة الديبلوماسية. |
Davamıza inanıyorum, ve eğer oğlumu kurtaramazsanız reaktörlerin erimesinden memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | أنا أؤمن بقضيتكم ولو لم تتمكن من إنقاذ ولدي، سأكون سعيدة للغاية وأنا أرى المفاعلات كلها تنفجر |
Eğer oğlumu kurtaramazsanız, reaktörlerin erimesinden memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | لو لم تنقذ ابني, سأكون سعيدة برؤية المفاعلات تنصهر |
Olur, seninle dışarı çıkıp dudak nemlendiricisi almaktan memnuniyet duyarım. Dudak nemlendiricisi istemiyorum. Ondan ayrılmak istiyorum. | Open Subtitles | أجل , سأكون سعيد بالذهاب للخارج وشراء بعض الشفاه لم أرده أن يشتري شفاه أردته أن يغادر |
Ev karşılığında sana yardım etmekten memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | سأكون سعيد بمساعدتك مقابل المنزل |
İnan bana General yaptığın insanlık dışı projeleri şahitlik yapmaktan memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | صدقني يا جنرال، سأكون سعيد للغاية بالشهادةعلىمشاركتكم.. في أنشظة أقل من كونها إنسانية ... |
Eğer zamanınız varsa bu konu hakkında sizinle konuşmaktan memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | سأسعد بمناقشة الامر معك لو كان لديك وقت |
Ama sana odana giderken eşlik etmekten memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | ولكني سأسعد إن أوصلتك لغرفتكِ |
Şimdi, istersen onları görmeye götürmekten memnuniyet duyarım. Hayır mı? | Open Subtitles | سيجعل هذا أوقاتهم هنا أصعب بكثير سأكون سعيدًا بمرافقتكِ لرؤيتهم، لو ترغبين لا؟ |
Sana rehberlik etmekten memnuniyet duyarım. | Open Subtitles | يسرّني أن أكون دليلك في رحلتك |
Onu evine bırakmaktan memnuniyet duyarım bayan. | Open Subtitles | يسعدني أن أصحبها للبيت يا سيدتي |