| Araba hırsızlığı, sarhoşken araba kullanmak, memura saldırı, hakime yalan söylemek... şimdi de haneye tecavüz. | Open Subtitles | سرقة سيارة , القيادة تحت تأثير الخمر مهاجمة ضابط , الكذب على القاضى والآن , إقتحام منزل |
| Federal memura karşı koymak bir yıl demektir! | Open Subtitles | مقاومة ضابط اتحادي قد يؤدي لسجنكم لمدة سنة |
| - Köle gibi bir Fransız memura 40.000 franka satıldık | Open Subtitles | ضابط فرنسى قام ببيعنا فى سوق العبيد مقابل 40 الف فرانك |
| Yaptığı en akıllıca şey memura benim adımı vermek olmuş. | Open Subtitles | التصرف الذكي الذي قامت به هو ترك اسمي لدى الضابط. |
| Baş muhafızla konuştum. Beni bir memura götürdü. | Open Subtitles | لقد تحدثت مع حارس الثكنة فأخذني إلى الضابط |
| Beni tutuklayan memura saygılarımı sunmak için geldim. | Open Subtitles | أن أقدِّم احترامي للضابط الذي ألقى القبض عليّ؟ |
| Ordu Yasası'nın 90. maddesini, sizden daha yüksek bir görevli memura saldırarak ihlal ettiniz. Davranışınız tamamen kabul edilemez. | Open Subtitles | بإهانتك ضابط كبير و سلوكك غير مقبول تماما |
| O zaman bütçem artacak, senin gibi bir memura ihtiyacım olur. | Open Subtitles | الآن ، ساحصل على ميزانية أكبر و بعدها يمكنني أن أستعمل ضابط جيد مثلك |
| Bir bakalım -- tutuklamaya karşı koyma, bir memura saldırı, tekrar tekrar göz çıkartmaya çalışmak, ve...hayaları paralamak. | Open Subtitles | دعينا نرى مقاومه الشرطه والاعتداء على ضابط محاولات لفقأ اعين الضباط وضرب ضابطين في اماكن حساسه الى درجه العاهه |
| Sizi müfettişliğe terfi ettirmeye karar verdim. Ülkede bir memura verilebilecek en yüksek rütbe. | Open Subtitles | لقد قررت ترقيتك إلى رتبة مفتش إنها أعلى رتبة بالنسبة لأي ضابط في الجمهورية |
| Bir şeyler oldu diyorum! Ağzından çıkanı kulağın duysun! memura hakaretten atarım içeri bak! | Open Subtitles | ،إنتبهي لما تقولين وإلا قاضيتك بدعوى إهانة ضابط |
| Bir daha böyle bir şey yaparsan cinayet suçunun üstüne memura saldırmayı da eklerim. | Open Subtitles | إذا قمت بحيلة أخرى كهذه سوف أضيف تهمة إهانة ضابط إلى تهمتك الإجرامية |
| Suç mahalinden kanıt çaldın ve bir memura saldırdın! | Open Subtitles | سرقة أدلة من مسرح الجريمة والإعتداء على ضابط |
| Federal bir memura saldırıdan üçle beş yıl arası yemiş. | Open Subtitles | حُكم عليه بخمسة شهور لتهجمه على ضابط فيدرالى |
| Bir memura silah doğrultuyorsun? Silahını bırak. | Open Subtitles | أنت تُصوّب بندقيتك إلى ضابط شرطة أنزل ذلك السلاح |
| Şimdi, bu listeyi görevli memura vereceğim, ve ikiniz de memur Van Doren'in bütün sorularını cevaplayacaksınız. | Open Subtitles | الآن, سأعطي هذه اللائحة للضابط المسؤول وكلاكما ستجيبان على أسئلة الضابط فان دورين هل تفهمان؟ |
| Bu fotoğrafı geçen sene çektim. Bu genç kadın, memura kendi hayatını anlatıyor. | TED | إلتقطت هذه الصورة العام لماضي بينما كانت هذه الشابة تتحدث مع الضابط وهي تتأمل حياتها . |
| Hayatta olmaz ancak Baltimore'da yaşayanların yardımı olmadan bu memura ait bu silahı asla geri alamazdık. | Open Subtitles | مستحيل لكن الحقيقة تظل ، لم نكن لنستعيد مسدس... هذا الضابط بدون مساعدة سكّان بالتيمور |
| Karakolda dün gece, memura arabanın dönüştüğünü söyledin. | Open Subtitles | الليله الماضيه فى مركز الشرطة ابلغت الضابط بأن سيارتك تحولت... |
| memura, otu bırakacağımı ama bir daha olsa yine tekmelerim dedim. | Open Subtitles | كما قلت للضابط بيترسون لقد وعدت أن أتوقف عن الحشيش و لكن لا يمكنني أن أعد بعدم ضربهم |
| Pekala, bir memura fiziksel taciz tutuklanma sebebidir. | Open Subtitles | حسناً ، المضايقة الجسدية للضابط هي الأسباب المباشرة للاعتقال ، يا عزيزتي |