"menüler" - Translation from Turkish to Arabic

    • القوائم
        
    • قوائم الطعام
        
    Plastik menüler harika bir fikre benziyor, üzerine bir şey dökersin ve sonra annen sana "Troy, Fuddruckers'ı herkes için mahvediyorsun" der. Open Subtitles القوائم البلاستيكيه تبدو كـ فكره عظيمه بالنسبه لي كـ عندما تسكب عليها شيء و عندها أمك تقول ياتروي
    Unutmadan önce, Cadılar Bayramı partisi için hazırladığım menüler konusunda fikirlerinizi istiyorum. Open Subtitles قبل أن أنسى، أود أن أعرف رأيكم في القوائم التي أعددتها لحفل عيد القديسين
    İçindeki menüler sağlam ama, değil mi? Open Subtitles الساحب ملئ بالجاهزِ القوائم بخيرُ، حقّ؟
    Şubeler rezaletti, kirli mutfaklar, uymayan menüler. Open Subtitles الأماكن كانن فوضى، المطابخ قذرة، قوائم الطعام غير متناسقة،
    Dolabında hep menüler falan vardı. Open Subtitles كانت لديها كل تلك قوائم الطعام من المطاعم على ثلاجتها
    Plastik menüler kötü müdür? Open Subtitles إذا.. القوائم البلاستيكيه سيئه؟
    Çok kişi odaklı, senin istediğin kadar derinlikli değil menüler, özel yemekler, tüm o zekice hazırlanmış yemek isimleri küçük çocuklara patates kızartması demeler müşteriler giderken onlara söylenen saçma tekerlemeler, hepsi. Open Subtitles مدرك ذاتياً جداً، لَيسَ ساخر كافيَ لَك القوائم ، و العروض الخاصة كل تلك اسماء الوجبات الذكية بتسمية الأطفال بالبطاطا المقلية
    Mükemmellik için zamanı ayarlanmış menüler önceden hazırlanır. Open Subtitles القوائم تعد مسبقا
    Pekala, acıkırsan diye menüler burada... ve sıkılıp alışveriş yapmak istersen diye kataloglar. Open Subtitles عَرفتُهمِنْالمدرسةِوالألعابالرياضيةِ. القوائم الجاهزة بخير لمتى أنت جائع... وأدلة أكثر لمتى أنت تُجوّفُ وتُريدُ التَسَوُّق.
    menüler. Open Subtitles القوائم
    Masa, sandalye ve masa örtüsü kiralayıp menüler çıktı aldım. Bu deneyimi sokak aralarına, köprü altlarına ve parklara taşıdım, evsizliği tecrübe eden kişiler onurlu bir şekilde yemek yiyebilsin diye. TED واستأجرت طاولات وكراسي وقماش وطبعت قوائم الطعام وخضت هذه التجارب في الأزقة، تحت الجسور وفي الحدائق، حتى يتسنى للناس الذين يعانون من التشرد تناول العشاء بكرامة.
    menüler tezgâhta. Open Subtitles قوائم الطعام موجودة عند المنضدة.
    Hayır, hayır, menüler sunmak için, bir kere görüştük, bize lazım olabilecek ne varsa, keşfe çıkacaktı. Open Subtitles لا,لا.لقد تقابلنا ذات مره... لمراجعة قوائم الطعام كي يستطيع استكشاف الموقع، لرؤية ما عليه إحضاره
    Bu doğru değil. menüler gayet düzgün. Open Subtitles قوائم الطعام جميلة المنظر.
    Sidney'nin ailesiyle ilk defa bir araya geliyor, menüler, canlı müzik ayarlanıyor, sen eve döndün ve... Open Subtitles إنها تقابل عائلة (سيدني) للمرة الأولى، وهناك قوائم الطعام و أمور الموسيقى أنتِ ببيتكٍ
    menüler... Open Subtitles إذن، قوائم الطعام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more