Bunlar güzel sözcükler. Ama bir çeşit meraka da kapıldım özgürlük derken neden bahsediyordu, kimin için özgürlük. | TED | تلك هي كلمات لطيفة. لكني إنتابني نوع من الفضول عن ماذا كان يقصد بالحرية، و الحرية لمن. |
Dr. Sue gelişebilmesi için bu tür bir meraka imkan tanımanın önemli olduğunu düşünüyor. | TED | دكتور سو تعتقد انه مهم جدا ان ندع هذا الفضول ينمو ويزدهر. |
Gen Pop'dan transfer olan birilerini duyduğumuz zaman... meraka kapılıyoruz, pek sık olmaz da. | Open Subtitles | عندما سمعنا بأن أحدهم قد نُقل من العنبر العام، انتابنا الفضول جميعاً، لأن هذا لا يحدث كثيراً. |
Evet, dostlarım hakkında doğal bir meraka sahibimdir. | Open Subtitles | نعم, أعلم هذا, ولكن لدي حُب الفضول لمعرفة صاحبي |
Ama şüphesiz, bir kez bu meraka sahipsen kontrol edemezsin. | Open Subtitles | لكن مع ذلك، بمجرد أن يصيبك الفضول لا يمكنك السيطرة عليه |
Kariyerime başlarken de hayatın en temel taşlarına ilişkin sırlara çok meraklıydım. meraka değer verilen bir toplumda yaşadığım için şanslıydım. | TED | في بداية مساري المهني، كنت شديدة الفضول عن الأسرار الأساسية عن أهم اللبنات الأساسية للحياة، وكنت محظوظة أن عشت في مجتمع يقدر هذا الفضول. |
Özel bir yeteneği vardı, sınırsız, her fikre açık, çocuksu bir meraka sahipti. | Open Subtitles | كانت لديها موهبة... الفضول المتفتح الطفولي اللا محدود |
Bu hikâyenin bana asıl öğrettiği şey, İslam âlimlerinin dünya hakkında doyumsuz meraka sahip olduklarıdır. | Open Subtitles | لكن ما تكشفه القصة لي هو الفضول الكبير |
İnanılmaz meraka sahip yaratıklarız. | Open Subtitles | نحن مخلوقات نملك من الفضول مالا يصدق |
..hala burada olmanız beni meraka düşürüyor. | Open Subtitles | أشعر ببعض الفضول لسبب استمرار وجودك هنا |
Bundan mütevellit meraka dayalı bir araştırmanın nereye gideceğini asla bilemezsiniz ve bir gün hamam böceklerinden esinlenmiş robot sürüsünün size gelmesini isteyebilirsiniz. | TED | أن لا تعلمون أبداً إلى أين يقود البحث المبني على الفضول ، وقد تودون يوماً أن ترون سرباً من الروبوتات المستلهمة من الصراصير أن تأتي إليكم . |