Merhametsizdir, sanırım iş hayatında merhametsiz olmak zorundasın. | Open Subtitles | انه شخص عديم الرحمة أفترض بأنك يجب أن تكون كذلك في العمل |
Kendini beğenmiş,merhametsiz, suçluluk duygusu ve utanması olmayan bir adamdı. | Open Subtitles | العديم الرحمة , متغطرس ليس لدية إحساس بالذنب أو الخزى أو أى شىء |
Açgözlülükle yoğrulan bu çekici atmosfer... giydikleri kırmızı kuşakla tanınan... yüzün üzerinde Texaslı kanun kaçağını... merhametsiz gangaster sürüsü olarak bir araya getirdi. | Open Subtitles | إجتذاباً لجوّ الجشع توحّد ما يزيد عن 100 من مجرمي تكساس لتشكيل عصابة عديمة الرحمة عرفوا من ملبسهم للحزام الأحمر |
merhametsiz bir kral, krallığı hak etmez. | Open Subtitles | ملكٌ من غير رحمة لا يستحق أن تكون له مملكة |
Sopa ve kırbaçla, çocuk cezalandırılırdı acıya dayanabilmesi, merhametsiz olabilmesi için. | Open Subtitles | بالقضيبِ والسوطِ، عوقب الولد. علم بان لا يظهر أي ألمِ، ولا رحمة. |
merhametsiz şekilde arenada rakibine saldırırmışçasına. | Open Subtitles | كما كنت تفعل في الحلبة ولا تفكر في اي شفقة |
Dinle,arkadaşlarım bana "Bu merhametsiz Dövüş Şeyi" hakkında birşeyler söylediler. | Open Subtitles | اسمع اصدقائى اخبرونى معلومات قليلة حول ذلك القتال المتناهى |
Üstün zekaya sahip ve oldukça uyarlanabilir. Ayrıca merhametsiz katillerdir. | Open Subtitles | ذكي للغاية وقادر على التكيف وقاتل لا يرحم |
Yani onu öldüremem, yoksa çok daha merhametsiz olurum. | Open Subtitles | لذا لا أستطيع أن اقتله وإلاَ سيجعلني هذا عديم الرحمة |
Yani onu öldüremem, yoksa çok daha merhametsiz olurum. | Open Subtitles | لذا لا أستطيع أن اقتله وإلاَ سيجعلني هذا عديم الرحمة |
Ama senin merhametsiz bir zorba tarafından kontrol edildiğini görmek kadar değil. | Open Subtitles | لكن ليس أكثر من مراقبتك تحت سيطرة مستبدّ عديم الرحمة |
Ona bedeli ne olursa olsun hayatta kalmasını ve tamamen merhametsiz olmasını öğrettim. | Open Subtitles | علمته أن ينجو مهما كلف الأمر، أن يكون عديم الرحمة |
Dünyada bu çöl kadar merhametsiz çok az yer var. | Open Subtitles | هناك أماكن قليلة علي الارض يمكنها أن تكون قليلة الرحمة مثل هذه الصحراء |
Kendisi küstah olup güçsüzler karşısında merhametsiz. | Open Subtitles | حسنا انه متغطرس وليس لديه رحمة لأضعف الناس |
Fakat varlıklı bir yaşam sürmekle merhametsiz şekilde can vermek arasında seçim yapmam gerekti. | Open Subtitles | و تم إعطائي خيار إما حياة الأثرياء أو موت بلا رحمة |
Sana hançerin lanetinden kurtaracak gücü verdiğimde hızlı ve merhametsiz davranarak teşekkürünü göstereceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | لمّا وهبتك القوّة للتغلُّب على لعنة ذاك الخنجر افترضت أنّك ستشكرني بالإسراع والانتقام بلا رحمة. |
merhametsiz olduğundan değil... bu işin mantığı böyle olduğu için. | Open Subtitles | ليس لأنه رجل بلا رحمة ولكن ببساطة لن هذا هو المنطق |
Çünkü o vicdansız, merhametsiz ve ruhsuz sürtüğün teki. | Open Subtitles | لأنها عاهرة بدون ضمير ,و لا رحمة, و لا روح. |
Eğer ihbar doğruysa soğukkanlı ve merhametsiz bir müşteriymiş. | Open Subtitles | معلوماتنا تقول أنه هادئ وبلا رحمة |
Evrenin her köşesinde, merhametsiz tek başına, terk edilmiş Krafayisler vardır. | Open Subtitles | ولذانجدأنهيتناثرعبرأرجاء الكون .. مخلوقات "كرافيس" وحيدة وليسلديهاأي شفقة... منبوذة تماماً |
New York City den gelen, New York "merhametsiz Dövüş Şampiyonası" hepinizin tanıdığı ...Meydan okuyan iş stiliyle size onu takdim eder! | Open Subtitles | من مدينة نيويورك نيويورك الظهور فى بطولة القتال المتناهى لأول مرة انه معروف فى عالم الأعمال |
Ancak böyle kaçamak buluşabiliyoruz. . Mr. Johnson çok merhametsiz. | Open Subtitles | لا يمكننا أن نتقابل إلا بذريعة فالسيد (جونسون) لا يرحم |
Görkemli derken merhametsiz demek istedi. | Open Subtitles | "أنت تعنى بكلمة "أشهر" أنه "قاسِ "توماتو |