Özel bir mesele için garsonuna numarasını vermiş olması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان يريد أن يعطي رقم هاتفه للنادل الذي خدمه لمسألة شخصية |
Ayrı bir mesele için mi buradasınız yoksa her zamanki anlaşmamız için mi? | Open Subtitles | هل أنتِ هُنا لمسألة مُنفصلة أم للأمر الإعتيادي ؟ |
Aslında, kişisel mesele için geldim | Open Subtitles | في الحقيقه، أتيت لمسألة شخصيه |
Evet, ama başka bir mesele için. | Open Subtitles | نعم, ولكن لأجل مسألة أخرى |
Evet, ama başka bir mesele için. | Open Subtitles | نعم, ولكن لأجل مسألة أخرى |