Haç sadece bir sembol değildi. Bazı mistik metinleri anlamak için kullanılırdı. | Open Subtitles | الصليب كان أكثر من مجرد رمز لقد كان يستخدم لفهم النصوص الغريبة |
Fikir, bu özellikleri anlayabilmek adına bilgisayarları kullanmak. Mevcut metinleri bilgisayarlara aktardık. | TED | الفكره كانت باستخدام الكمبيوتر لمعرفة هذه الأنماط ، ولذالك ادخل الى الكمبيوتر النصوص الموجودة. |
Yani görüngelsel görüntüleme, kayıp metinleri kurtarabiliyor. | TED | وهكذا يمكن للتصوير المتعدد الأطياف استعادة النصوص المفقودة |
Bu kişiler antik metinleri en basit haliyle kabul eden bağnazlar olarak biliniyorlar. | Open Subtitles | الآن قبل أن نقيم الإتصالات معهم هؤلاء الناس قد يبدون متعصبين جداً فهم يتبعون النصوص القديمة بشكل حرفي |
Bu geleneksel metinleri sen asla bilmeyeceksin. | Open Subtitles | ليست موجوده بالمصادر العاديه |
Kadim metinleri bulmak için âlimlerin girdikleri çaba hayret vericiydi. | Open Subtitles | الجهد الذي بذله طلاب العلم في إحياء النصوص القديمة كان مذهلاً |
Ortaçağ Arap metinleri, ilaçlar sağlayan halk şifacısı bilge kadınlardan bahseder. | Open Subtitles | تشير النصوص العربية بالقرون الوسطى لنساء حكيمات معالجات شعبية اللاتي أضفن الدواء الطبي |
İlk video ve metinleri göndermek için kurbanların telefonlarını kullanıyorlar. | Open Subtitles | أستخدموا هواتف الضحايا لأرسال الفيديو و النصوص الأولية |
Bu yüzden bu evrene giden yolu bulmam için antik metinleri incelemem gerekecek. | Open Subtitles | لذا لإيجاد مفتاح تلك الزنزانة خاصّة، فعليّ بمطالعة النصوص القديمة |
Mikro kameraları kullanmayı, belgeleri fotoğraflamayı, tersten metinleri nasıl okuyacağını ve güvenlik kilitlerini nasıl açacağını öğreteceğim. | Open Subtitles | سأعلمك استخدام الكاميرا الصغيرة لتصوير المستندات وكيفية قراءة النصوص بالمقلوب، وفتح أقفال الأمان |
Micah bana eski olduğunu sandığım o metinleri getirdiğinde uzmanlar gerçekliğini doğruladı. | Open Subtitles | عندما ميكا جاء لي... بهذه، ك أنا ثمّ فكر النصوص القديمة، |
Beraber şarkı söylüyoruz. Yanımızdaki yabancılarla ortak bir problemi tartışıyoruz. Şiir ve kutsal kitabı dinliyoruz. Bu metinleri günümüzün anlaşmazlıklarına ve ahlaki tercihlere bağlayan bir vaaz var ancak şarkı, kutsal kitap ve vaaz kiliseden, sinagogdan veya camiden değil. | TED | ننشد معًا، ونستدير باتجاه الغرباء بجوارنا لمناقشة مسألة عامة ونستمع للنشيد والكتاب المقدس، وهناك خطبة تربط تلك النصوص بالخيارات الأخلاقية وخلافات عصرنا، غير أنّ النشيد والكتاب المقدس والخطبة لا ينتمون إلى الكنيسة أو الكنيس أو المسجد. |
Kutsal geleneklerimize geri döndük ve fark ettik ki bütün geleneklerimiz şiddet ve aşırıcılığı meşrulaştıran ham maddeyi içeriyor ve ayrıca şefkat, birlikte yaşama ve kibarlığı meşrulaştıran ham maddeyi de içeriyor -- yani metinlerimiz nefret ve intikam için yönerge olarak tercih edildiğinde biz de aynı metinleri sevgi ve affedicilik için yönerge olarak okumayı tercih edebiliriz. | TED | وسنعود الى تقاليدنا المقدسة وندرك بأن جميع تقاليدنا تشمل مادة خام لتبرير العنف الديني والتعصب، وأيضاً تحتوي مادة خام لتبرير التعاطف، والتعايش واللطف-- عندها يقرر آخرون قراءة نصوصنا كتوجيهات للكراهية والقتل، نقرر قراءة نفس النصوص كتكريس للحب والتسامح. |
Seth'in ekibi bana metinleri yolluyor. | Open Subtitles | مكتب (سيث) يرسل النصوص إلي |
Bu geleneksel metinleri sen asla bilmeyeceksin. | Open Subtitles | ليست موجوده بالمصادر العاديه |