"meydanı'ndaki" - Translation from Turkish to Arabic

    • في ميدان
        
    • في ساحة
        
    Bunun için canlı olarak Times Meydanı'ndaki cesur öğrencilerden birine bağlanıyoruz. Open Subtitles الى خارج استوديوهاتنا في ميدان تايمز إلى زميل دراسة شجاع جدا
    18 gün boyunca kameralarımız canlı yayın yaptı, Tahrir Meydanı'ndaki insanların seslerini duyurdu. TED وعلى مدى 18 يوما، كانت كاميرات التصوير تنقل بثا مباشرا لأصوات المعتصمين في ميدان التحرير.
    Tahrir Meydanı'ndaki bir diktatörü deviren ortak öfkeyi. TED فكّروا في الغضب الذي طغى في ميدان التحرير ، والذي أطاح بالدكتاتور.
    Hoxton Meydanı'ndaki Yorn Galericilik'ten Amanda Yorn rolüne. Open Subtitles أماندا يورن من معرض يورن في ساحة هوإكستون
    Ve de Navona Meydanı'ndaki yetimhane artık Kardinal sarayı oldu. Open Subtitles ودار الأيتام في ساحة نافونا انه الآن قصر الكاردينال.
    İkinci işaret, St. Peter Meydanı'ndaki bir heykel olmalı. Open Subtitles العلامة الثانية يجب أن تكون تمثال في ميدان القديس بيتر
    Mitre Meydanı'ndaki çifte cinayet ve Miller's Court'daki son cinayet. Open Subtitles جريمة القتل المزدوجة في ميدان مايتر والجريمة الأخيرة في قاعة ميلير
    Tiananmen Meydanı'ndaki bir striptiz kulübündeki bir anma toplantısının beşte dördüne benziyor. Open Subtitles أشبه بأربع أخماس من لم شمل عند بوفيه الجدة في ميدان رجال تاينن
    İki sene önce Tahrir Meydanı'ndaki bir ayaklanmayı savunuyordum. Open Subtitles قبل عامين، كنت أغطي الثوار في ميدان التحرير
    Times Meydanı'ndaki o çantadan çıkmadan önce kim olduğunu, nereden geldiğini, hiçbir şeyi hatırlayamıyor. Open Subtitles إنها لا تتذكر من تكون ومن أين أتت, لا شيء قبل أن تخرج من تلك الحقيبة في ميدان التايمز
    Times Meydanı'ndaki tüm reklam tabelaları ve panolar bunu doğruluyor. Open Subtitles كل اللافتات والأعلانات في ميدان"التايم" تؤكد هذا
    Bugün, St. Peter Meydanı'ndaki kalabalıktan içlerinde son yıllardaki değişim ve çöküş nedeniyle iyice bölünmüş kiliselerini yeniden birleştirebilecek başka bir lider olduğu için iman dolu dualar yükseliyor. Open Subtitles اليوم , في ميدان القديس بيتر... يدعو المخلصون أن يكون بينهم قائد آخر يستطيع توحيد كنيستهم...
    Peki ya Grosvenor Meydanı'ndaki Hepworth Evi? Open Subtitles وماذا عن منزل هبورث في ميدان جروزفنر؟
    Hep havalı görünüyorsun Times Meydanı'ndaki reklamdaki adam gibi. Open Subtitles أنت دائماً تبدو هادئاً للغاية "ربما تكون لكَ إعلانات في ميدان "التايم
    Ayrıca Berkeley Meydanı'ndaki evini de üstüme yapmanı istiyorum. Open Subtitles وأود أيضاً أن توقع عقداً لنقل ملكية منزلك في ميدان "بيركلي" لي.
    Times Meydanı'ndaki o çantadan çıkmadan önce kim olduğunu, nereden geldiğini, hiçbir şeyi hatırlayammıyor. Open Subtitles لا تستطيع أن تتذكر هويتها ... ومن أين أتت ... لا تتذكر أي شيء قبل أن تخرج من تلك الحقيبة في ميدان التايمز
    Aziz Peter Meydanı'ndaki kalabalığa konuşurken en akla gelmeyecek şeyleri söyledim. Open Subtitles وأنا قلت أكثر الأشياء فظاعة للجمهور في ساحة القديس بطرس
    Ama ya St. Peter Meydanı'ndaki insanlar? Open Subtitles ولكن الناس في ساحة القديس بيتر ؟
    Burası, Sezar Meydanı'ndaki saray. Open Subtitles هذا هو القصر في ساحة القيصر
    Ayrılacak olursak, Union Meydanı'ndaki platforma gidin. Open Subtitles إذا انفصلتم, اذهبوا الى رصيف محطة القطار (في ساحة (يونيون.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more