meyhaneye girdiğinde Kılıçını masaya fırlatıp. | Open Subtitles | انك مثل أحد هؤلاء الفتيان الذى عندما يدخل حدود الحانة |
meyhaneye iki herif geldi, malımı mülkümü satın almak istedi. | Open Subtitles | أتى إلى الحانة شخصان وعرضا أن يشتريا ما أملك |
Eğer tekrar kaçarsan, seni o meyhaneye geri götürüp oradaki kumarbaza onu nasıl aldattığını söylerim. | Open Subtitles | إن هربت مجدداً، سأعود بك لتلك الحانة وسأخبر ذلك المقامر كيف غششته |
Şimdi, herkes meyhaneye. Bu gece sadece son prova, unutmayın! | Open Subtitles | والآن الجميع للحانة اليوم تدريب الملابس فقط |
Biraz rahatlaması için Anna'yı bir meyhaneye götürdüler. | Open Subtitles | لقد اصطحبوا آنا إلى إحدى الحانات لتلتقط أنفاسها |
Söyleyeceklerin bittiyse eğer, ben meyhaneye gidiyorum. | Open Subtitles | الآن إذا كنت قد انتهيت تماماً فأنا ذاهب إلى الحانة |
Bu muhafızlar, gizlice meyhaneye sıvışmayı zorlaştıracak. | Open Subtitles | أولئك الحرّاس سيصعّبون من الذهاب إلى الحانة بدرجة كبيرة |
Dün akşam adamın biriyle buluştuğu meyhaneye kadar takip ettim. | Open Subtitles | لقد تعقبته إلى الحانة البارحه حيث التقى رجلاً |
Sadece meyhaneye içmeye gittim. Bir tane daha içsem ne olurdu Tanrı bilir. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى الحانة لأحتسي .الشراب، هذا كل شيء |
Çocuk bu mektupları kayıp oldukları fark edilmeden meyhaneye götürmeli. | Open Subtitles | يحاول أستعادة عرش والده يجب عليه ان يعيد هذه الرسائل إلى الحانة قبل أن يُشعر بأختفائهم |
Uzun süredir yoldaydım, bir içki için meyhaneye girdim. | Open Subtitles | كانت رحلتي شاقّة جدّاً فتوجّهت نحو الحانة لتناول مشروب |
Beni meyhaneye gitmeye ikna etmene izin vermemeliydim. | Open Subtitles | لم يكن علي أبداً السماح لك بالتحدث معي عن زيارة الحانة. |
Önce beni o meyhaneye götürerek hayatımı tehlikeye atıyorsunuz, şimdi de bu. | Open Subtitles | في البداية، تأخذونني لتلك الحانة, معرضين حياتي للخطر والآن هذا. |
Çocuk bu mektupları kayıp oldukları fark edilmeden meyhaneye götürmeli. | Open Subtitles | يحاول أستعادة عرش والده يجب عليه ان يعيد هذه الرسائل إلى الحانة قبل أن يُشعر بأختفائهم |
meyhaneye gidelim. | Open Subtitles | لنذهب للحانة. سوف تجد على الأرجح زوجها. |
Kendini meyhaneye atmadan önce seninle konuşmak isterim. | Open Subtitles | قبل أن تذهب للحانة أريد ان اتحدث معك |
Nehrin öte yanındaki meyhaneye gittim. | Open Subtitles | ذهبت للحانة عبر النهر |
...sadece bir kaç meyhaneye sınırlı sayıda veriliyormuş. | Open Subtitles | الا انه يتم توزيعها على عدد معين من الحانات |
Hiç şaşmadan her gün ucuz bir meyhaneye giden, hiç tanımadığın insanları, ayaktakımını eve getiren birine çok içiyor denmez mi? | Open Subtitles | لا تسميه تجاوز عندما .... لا يدع الرجل اليوم يمر بدون الذهاب إلى بعض الحانات القذرة |
Yom Kippur biter bitmez onu aşağı şehirdeki bir meyhaneye götürecektim. | Open Subtitles | أنا يجب أن تأخذه إلى نزل في المدينة المنخفضة حالما تنتهي يوم الغفران. |