| Bize bunu söylemek için bir ölünün mezardan çıkmasına lüzum yoktu. | Open Subtitles | لسنا بحاجة يامولاى الى شبح يخرج من القبر لكى يخبرنا هذا |
| Kimileri içinse, tüm bu yeniden dirilme ve mezardan çıkma fikri, adeta, kötü bir zombi filmi gibi. | TED | لكن بالنسبة للأخرين فكرة البعث كليتًا والإنبثاق خارج القبر غير محتملة تمامًا كفيلم زومبي سيء |
| Herkes satıcısının mezardan çıkıp onu öldürdüğünü söylüyor. | Open Subtitles | الناس يقولون قوادها قتلها من وراء القبر. |
| Bunu söylemek için, hayaletlerin mezardan çıkmasına gerek yok. | Open Subtitles | يأتي الشبح من المقبرة يا سيدي لاخبارنا بذلك |
| Ama bunlar köprü altından akan sular çünkü Joker mezardan geri döndü. | Open Subtitles | و لكن هذا كان في الماء تحت الجسر لأن الجوكر عاد من قبره |
| İsa'nın hayaletinin mezardan çıkıp yaşayanların etiyle beslendiği gün. | Open Subtitles | عندما يصعد شبح يسوع من القبر للتغذي على لحوم الأحياء. |
| Nedeni de belli. mezardan çıkması, vesaire. | Open Subtitles | ولا عجب , مع مسألة الرجوع من القبر إلي غير ذلك |
| Kadın gömüldüğü mezardan çıktığını iddia ediyormuş. | Open Subtitles | وتدعي أنها أخرجت نفسها من القبر لا هوية شخصية لها واضف هذا |
| Evet burdasın az önce seni mezardan çıkarken gördüm | Open Subtitles | بلى ، انت هنا انا للتو شاهدتك تخرج من القبر |
| Üstünkörü kazılmış mezardan çıkan kadavra yağıyla ilgili ne buldun? | Open Subtitles | مرحباً هل وصلت إلى شيء من شمع الجثث في القبر الضحل ؟ |
| Ölü kocan mezardan döndüğünden beri normal olan ne bilmiyorum? | Open Subtitles | لا أعلم ، أين الطبيعي بالموضوع عندما يعود زوجكِ الميت من القبر |
| Başıma ne gelirse gelsin, oğlumla konuşup ona yol göstermenin bir yolunu bulmalıyım, mezardan bile olsa. | Open Subtitles | مهما أصابني من مكروه، عليّ أن أجد وسيلة لأخاطبه وأرشد ابني، حتى ولو من القبر |
| Senin ve karının onayıyla mezardan çıkarma emri alabiliriz. | Open Subtitles | بموافقتك و موافقة زوجتك يمكننا الحصول على أمر نبش القبر |
| Bu babamın mezardan bile beni kontrol etmeye çalışması. | Open Subtitles | هذه طريقة أبي ليصل من خلف القبر ويتحكم بي |
| Fakat ismin, mezardan çıkan mücevherleri satan bir açık artırma sitesinde de ortaya çıktı. | Open Subtitles | ولكن اسمك ورد أيضا في موقع للمزادات العلنية كان يبيع مجوهرات من المقبرة |
| Biz kamayı mezardan çıkarana kadar herşey normaldi. | Open Subtitles | فكل شىء كان هادىء إلى أن أخرجنا هذا الشىء من المقبرة |
| Ah, sigara içme konusunda vaaz isteseydim ölü kocamı mezardan çıkarırdım. | Open Subtitles | لو أردت محاضرة عن التدخين لأخرجت زوجي من قبره |
| Arkamda bir dizi mezardan başka bir şey bırakmayacağım konusunda garanti veremem. | Open Subtitles | لا اضمن ان اترك شيئا خلفي غير خط من القبور |
| Bosna'da bulunduğum esnada, Zumra'nın en büyük oğlunun cesedi, toplu mezardan çıkartıldı. | TED | خلال ذلك الوقت كنت في البوسنة، رفات إبن "زومرا" الأكبر تم استخراجه من مقبرة جماعية. |
| Aradığınız adam bu dört kişinin isteğine uyarak, onları mezardan çıkardı. | Open Subtitles | إنّ الرجل الذي أنت تبحث عنه، مستحضر أرواحك، نبش هؤلاء الرجال بموجب رغباتهم. |
| Lanet mezardan çıkmış. | Open Subtitles | وتركت تواجه الموت زحفت خارج قبرها اللعين |
| mezardan çıktığını gördüğün ilk kişi o muydu? | Open Subtitles | هل ذلك هو الشخص الأول الذي رأيته يقوم من قبرة ؟ |
| İkinci kardeş, Ölüm'ü daha fazla aşağılamaya karar vermiş ve sevdiklerimizi mezardan kaldırabilme gücü istemiş. | Open Subtitles | قرر الأخ الثاني أن يهين الموت إلى أبعد حدٍّ ممكن وطلب قوةً تعيد الأحباء من قبورهم |
| Tüm doku alıcılarının ve mezardan çıkarılanların ceset parçalarının röntgenlerini taradım. | Open Subtitles | قمت بفحص سريع للصور الشعاعية لكل متلقي التطعيم و كذلك أيضاً بالنسبة للأعضاء من الجثث التي تم نبشها |