| Ya ölür ve hayvan mezarlığına gitmesi gerekirse? | Open Subtitles | ماذا لو مات و نضطر لدفنه فى مقبرة الحيوانات؟ |
| O gece ikinci kez öldüğü zaman onu hayvan mezarlığına gömdüm, gördüğün gibi kemikleri hala orada. | Open Subtitles | عندما مات فى الليل للمرة الثانية قمت بدفنه فى مقبرة الحيوانات الاليفة هناك حيثما اريتك لازالت عظامه ترقد هناك |
| Rüyamda ona bir araba çarptı ve sen, Bay Crandall'la birlikte onu hayvan mezarlığına gömdünüz. | Open Subtitles | حلمت ان شيارة صدمته و انك والسيد كراندل دفنتماه فى مقبرة الحيوانات الاليفة |
| Yanlış. Ben Arlington mezarlığına transfer oldum. | Open Subtitles | على العكس لقد تم نقلى الى مقابر انجليرتون |
| Sonra da bu bisiklet mezarlığına şahit olduk, daha uyarıcı bir hikâyeye dönüştü. | TED | ثم نجد صورًا مثل هذه المقبرة للدراجات والتي تحكي قصة أكثر حذرًا. |
| Bir Yahudi olarak Yahudi mezarlığına gömülmek istemiyor musun? | Open Subtitles | و أنت لا تريد أن تُدفن كيهودي في قبر يهودي؟ |
| Ama bir tane var çünkü ev antik bir kızılderili mezarlığına kurulmuş. | Open Subtitles | ولكن يوجد واحد لان المنزل بنى على مقبرة هندية قديمة |
| Şimdi, Dominic, emriyle beraber Concezione mezarlığına gömülmeli. | Open Subtitles | الآن، دومينيك يجب أن يدفن مع طلبه في مقبرة كونسيسيون |
| Geçici bir süre bir bomba kraterinde branda altına gömüldükten sonra Herdelin mezarlığına gömülmüşler. | Open Subtitles | لقد دُفِنوا في مقبرة هارلن بعد أن دُفِنوا بشكل مؤقت تحت قماش مشمّع في حفرة قنبلة |
| Sonra çiçekleri Fuller ve Guadaloupe caddelerinin kesiştiği yerdeki Huntington mezarlığına götür. | Open Subtitles | ثم خذ باقة الزهور تلك إلى مقبرة هانتنجتون فى فوللر وجوادلوب وأبحث عن الضريح المكتوب عليه باولا شولتز |
| İşe yaramayan rüyaların olduğu yere. Rüya mezarlığına. | Open Subtitles | إلى أين تذهب الأحلام عديمة الفائدة إلى مقبرة الأحلام |
| Yani Angus Mcculloch'la flört ediyordun? İngiliz mezarlığına bak. | Open Subtitles | لا يمكن أن يكون أنجوس ماكولوخ إنه مدفون في مقبرة إينغويش |
| Yoksa da kardeşin halk mezarlığına gömülecek. | Open Subtitles | إذاً كنت لا تملكين بالفعل، أخوك سوف يدفن في مقبرة عمومية. |
| Ne yani, cesedini Yahudi mezarlığına gömmezler diye mi endişe ediyorsun? | Open Subtitles | هل أنت قلق أنهم لن يدفنوك في مقبرة يهودية |
| Onu, zamanı geldiğinde birlikte olacakları aile mezarlığına gömmüşler. | Open Subtitles | وقد دفنوه في مقبرة العائلة حيث سيكون معهم عندما تحين ساعتهم |
| Cevap istiyorsanız, Saint Adonis mezarlığına gelin, şimdi. | Open Subtitles | اذا اردت اجابات تعال-الى مقابر سانت ادونيس الان |
| - Emin değilim. Saint Adonis mezarlığına gitmeliyim. | Open Subtitles | لست متأكد.يجب ان اذهب-الى مقابر سانت ادونيس الان |
| Zenci mezarlığına. | Open Subtitles | ليست بونافينتورا بل المقبرة الملونة بنهاية الطريق |
| Kimsesizler mezarlığına gömülecekti. | Open Subtitles | و الآن إن أخاها سوف يختفي في قبر بدون إسم |
| Arka bahçem hayvan mezarlığına döndü. | Open Subtitles | ساحتي الخلفية أشبه بمقبرة حيوانات |
| Aile mezarlığına gömülemiyecek kadar özel biri olduğunu sanıyordu. | Open Subtitles | لكن أظن أن رماده ثمين و يجب أن يدفن في مدافن عائلته |
| Buzdolabının üzeri not mezarlığına döndü. | Open Subtitles | الثلاجة أصبحت كقطرات الحبر على رسالة |
| Kadın kilisenin mezarlığına gömüldü | Open Subtitles | انها دفنت في ساحة بيت الكنيسة |