Michael için yaptığımız uçurtmanın kuyruğu olmalı. | Open Subtitles | لا بد أن هذه ذيل الطائرة الورقية التى صنعناها لمايكل |
Michael için bomba çarşamba günü patladı. | Open Subtitles | بالنسبة لمايكل, الصعقة كانت يوم الأربعاء |
Ve Michael için pişirdiğim ilk yemeğin tarifini içeren yemek kitabı. | Open Subtitles | و كتاب طبخ بة اول اكلة اعددتها لمايكل |
Her iki olasılıkta da Michael için heyecanlıyım. | Open Subtitles | أنا متحمسة لمايكل في كلتا الحالتين |
Tamam, onlar için değil bu, Michael için. | Open Subtitles | أوكي .. أنتي تفعلي ذلك من أجل مايكل وليس من أجلهم |
Cehennem dediğin şey Michael için seyircisi olmayan bir oda demekti. | Open Subtitles | كان الجحيم لمايكل غرفة بدون جمهور. |
Michael için daha iyi bir hayat istiyorum. | Open Subtitles | أريد حياة أفضل لمايكل |
-Biliyorum. Onu Michael için tamir etmek istiyorum. | Open Subtitles | سأحاول تصليحه لمايكل |
Benim için değil, Michael için. | Open Subtitles | إنها لمايكل وليست لى |
Michael için bir istisna yaptım. | Open Subtitles | لا، نحن لا. إستثنيتُ لمايكل. |
O notu Michael için yazdım. | Open Subtitles | كتبت هذا لمايكل... |
O Michael için. | Open Subtitles | إنها لمايكل |
Michael için dar kot! | Open Subtitles | سراويل ضيقة (لمايكل)! |
Eğer Michael için buradaysam, nasıl Michael'ın yanında olabilirim? | Open Subtitles | " كيف يمكنني أن أكون هناك من أجل " مايكل إذا أنا هنا من أجل " مايكل " ؟ |
Hadi! Bunu Michael için yap. | Open Subtitles | " هيا, أفعلي ذلك من أجل " مايكل |