| Ücretsiz verilen devlet sabunlarını alarak, Michelangelo eserlerinin bir anaokulu öğrencisi yapmış gibi görünmesini sağlayan en güzel heykellere dönüştürdüğünü gördüm. | TED | رأيت أحدهم يأخد الصابون المجاني المقدم لنا ويحوله إلى منحوته ساحرة من شأنها أن تجعل مايكل أنجلو يبدو كأنه طفل صغير. |
| Michelangelo saf mermere baktığında ortaya çıkmaya can atan bir figür gördüğünü söylemişti. | TED | صرَّح مايكل أنجلو أنه عندما نظر إلى الرخام الخام، بأنه رأى شخصية تكافح من أجل التحرر. |
| Öncelikle, Heykeltıraş Michelangelo'yu Sistine Kilisesi'ne, "Son Karar"ın resmini yapması için davet ettim. | Open Subtitles | أولاً، لقَد دعَوت النحَات "مايكل أنجلو" لِرسِم حُكم أخَر في كَنِيسه البَابَا "سيكستس" |
| Michelangelo ve Leonardo bu durumda çok sakıncalı. | Open Subtitles | و هذا ماجعل مايكل انجلو و ليوناردو غير مرتاحين |
| Michelangelo ve Leonardo bu durumda çok sakıncalı. | Open Subtitles | و هذا ماجعل مايكل انجلو و ليوناردو غير مرتاحين |
| 1961'de Michelangelo ile gelmişti. | Open Subtitles | انا ما قابلته الا مره هو جا بسنة مايكل انجلو عام 1916 |
| Kısaca-- Michelangelo bir keresinde işinin, "kilin içerisindeki figürü keşfetmek" olduğunu söylemiş. | TED | بسرعة -- مايكل آنجلو قال مرة أنه هناك لـ "إكتشاف الصورة الضمنية" |
| Michelangelo'yu Sistine Şapel'ini boyarken izlediğimi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر رؤية مايكل آنجلو وهو يرسم سقف كنيسة سيستينا |
| Michelangelo bile bu Davut heykelini gerçeğinden ayıramaz. | Open Subtitles | و لا حتى مايكل أنجلو يستطيع أن يميز بين تمثال داوود هذا و الأصلي |
| St. Peter'i Michelangelo tasarladı, Bernini değil. | Open Subtitles | صمم مايكل أنجلو كنيسة القديس بيتر ليس بيرنيني. |
| Michelangelo Sistin Şapeli'nin tavanını boyarken turnayı gözünden vurduğunu bilmiyor muydu? | Open Subtitles | مايكل أنجلو كان يعلم بأنه سينجح عندما كان يرسم في الكنيسة رقم 16 |
| Evet, Michelangelo da "alt tarafı" Pistin Şapel'ini boyamıştı. | Open Subtitles | نعم,و مايكل أنجلو قام بطلاء كنيسة السادسة عشرة فقط |
| Michelangelo'nun tek aracı bir keskiydi. | TED | كان الإزميل أداة مايكل أنجلو الوحيدة. |
| Yıllar sonra bir prens, Michelangelo'nun atölyesine gelmiş ve üstadı, 5,5 metre uzunluğundaki mermer bloğa bakarken bulmuş. | Open Subtitles | بعد ذلك بسنوات،قام امير بزيارة استديو مايكل انجلو ووجده يحدق بكتله من الرخام طولها 18 قدماً |
| Böylece Michelangelo'nun, son 4 aydır her gün gelip, mermere bakıp sonra da akşam yemeği için eve döndüğü söylentilerinin doğru olduğunu anlamış. | Open Subtitles | بعدها تأكد ان الإشاعات كانت صحيحة ان مايكل انجلو كان يأتي كل يوم لمدة اربعة أشهر يحدق بالرخام |
| Ve Michelangelo dönüp ona bakmış ve fısıldamış... | Open Subtitles | و التفت اليه مايكل انجلو ونظر اليه وهو يهمس |
| Michelangelo'ya ilham vermek için Hıristiyanlık yokken işi John Hinckley'e verdiler. | Open Subtitles | نعم فبدون مسيحية لتلهم مايكل انجلو صار العمل لجون هنكلي |
| Michelangelo'nun dediği gibi, Shredder'ı durdurmak için kullandığımız mutasyon sıvısı. | Open Subtitles | كما قال مايكل انجلو إنه بعض ميوتاجين ونحن نبقيه بعيداً عن متناول شريدار |
| Lütfen baba! "Venüs'ün Doğuşu"nu ve Michelangelo'nun Davut heykelini görmek istiyorum! | Open Subtitles | رجاءً, أريد رؤية لوحة "مولد فينوس" -وتمثال داوود للفنان مايكل آنجلو |
| - Aynen. Ona Michelangelo dersek diğerleri yanında sokak ressamı kalır. | Open Subtitles | بالضبط, هو (مايكل آنجلو) ومايقوم به البقية رسم إصبع بالنسبة له |