"midesi" - Translation from Turkish to Arabic

    • معدة
        
    • معدته
        
    • المعدة
        
    • معدتها
        
    • بطن
        
    • بالغثيان
        
    • الحساسية
        
    • بطنها
        
    • بطنه
        
    • الغثيان
        
    • معده
        
    • لديه قابلية
        
    • لمعدتي
        
    • بالمعدة
        
    midesi tamamen bakkal markası makarna ve peynirle ve parçalara ayrılmış Viyana sosisiyle dolu Kara Şövalye'yi hesaba katmıyorlar. TED لا أنصحهم بأن يأمنوا جانب فارس الظلام، مع معدة مليئة بالمعكرونة والجبن من انتاج متجر البقالة ونقانق فيينا المقطعة.
    - Durum hiç iyi görünmüyor Kaptan. - midesi bundan fazlasını kaldırmaz. Open Subtitles لم يبد الأمر صحيحا يادراغ معدة الإنسان لا تستوعب أكثر من ذلك
    Hayır, benim yaptığım yemekten yedi ve tesadüf eseri, midesi patladı. Open Subtitles لا, لقد كان يأكل طعام صنعته أنا و بالصدفة انفجرت معدته
    Öyle bir kusmuş ki gözleri kanamış ve midesi gerçekten çözünmüş. Open Subtitles لقد تقيأ بشدة لدرجة أن عينيه نزفت دمًا وتهتّكت معدته بالكامل
    Heyecandan değil. midesi rahatsız. Revirde yatıyor. Open Subtitles لا، إنه يعاني من إنفلونزا المعدة إنه في مكتب الممرضة
    Ne yazık ki ilaçlar son yediği yemekle birleşince midesi bozuldu. Open Subtitles لسوء الحظ لم تعمل الحبوب بشكل جيد مع ماكان موجودا في معدتها لقد كان اختيارها لاخر وجبة طعام مؤسفا.
    Aysız bir geceydi, zifiri karanlıktı derken sisin içinden midesi kendinden büyük bir canavar geldi. Open Subtitles كانت ليلة بلا قمر ، والظلام شديد ومن بين الضباب خرج وحش له بطن أكبر من الإنسان
    Bir kemer halkasını kaçırmış ve midesi şortunun üzerine yayılmış. Open Subtitles لقد نسيت حلقة الحزام ولها معدة تصل إلى حد سروالها
    Söylemek istediğim, bir adamın midesi niye hep böyle guruldayıp durur? Open Subtitles ما اعنيه هو , ماذا في اعتقادك يجعل معدة الرجل ان تستمر هكذا
    Ona yeni bir köpek alacağım-- ...midesi düğüm olmamış bir tane. Open Subtitles سنشتري له كلباً جديداً. واحد ذو معدة سليمة.
    Artı, Muskaviç'in midesi boştu. Yani bu katilin yemeğiydi. Open Subtitles بالاضافة الي ان لم يكن هناك اي شئ منها في معدة موسكافيتش
    Ah, bir adam ülkesi ya da midesi için hayatını verebilir hatta atı için bile. Open Subtitles من أجل بلده أو معدته يمكن أن يضحي الرجل بحياته
    midesi ağrıyormuş. Buranın yemekleri yaramadı galiba. Open Subtitles يبدو لي أنها معدته الطعام هنا ليس على وفاق معه
    midesi ağrıyormuş. Buranın yemekleri yaramadı galiba. Open Subtitles يبدو لي أنها معدته الطعام هنا ليس على وفاق معه
    - midesi yere yapışmış birisi gibi şeyleri hergün göremezsiniz. Open Subtitles وكأن سدادة معدته قد وقعت على الأرض أنت لا ترى هذا كلّ يوم
    - Benden başka midesi bulanan var mı? - Yolculuk ona iyi gelmez. Karides gibidir. Open Subtitles هل هناك أحد غيري لديه اضطراب في المعدة إنه لا يسافر جيداً, إنه مثل الجمبيري
    Uçağımız nişanlınızı vurduğunda hepsinin midesi bulanmış. Open Subtitles عندما طائرتنا ضربت خطيبك كانوا مرضى الى المعدة
    Hattie Mae'nin kusuruna bakma. midesi pek iyi değil de. Open Subtitles عليك أن تعذر هاتي ماي معدتها ليست بحال جيدة
    Bu köpeğin midesi dışında,dünyada neler olduğunu hiç bilmiyorum. Open Subtitles لا أعرف شيئاً من هذا العالم ماوراء بطن هذا الكلب
    Air Force 1'deyiz, ama yine de midesi bulanıyor. Open Subtitles انها الطائرة الرئاسية بحق السماء و هو مازال يشعر بالغثيان
    Et görünce midesi kolayca bulanmayan biri tarafından yapılmış. Open Subtitles قد تمّ هذا من قبل شخص شديد الحساسية تجاه اللحم
    Onun büyük, şişman midesi sarkarken, ortopedik çorapları dizine kadar çekili, koridora doğru bağırırdı: Open Subtitles بطنها البدين يتدلى كخرطوم إلى ركبتيها تصرخ عبر الردهة...
    Bu sabah gitmesi gerekiyordu ama midesi ağrıyordu. Open Subtitles كان يُفترض أن يذهب هذا الصباح، لكن آذاه بطنه.
    Evet, okula gitti. Derste midesi bulandı. Şimdi de tuvalete gidiyor. Open Subtitles أجل دخلت الفصل وأصابها الغثيان والآن هي في طريقها إلى الحمام
    Ben Crawford. Harvey'in midesi bozuk olduğu için tüm gün yataktaydı. Open Subtitles هارفي كان في سريره كل اليوم مع معده تعبه
    Bu tür şeyleri Bay Reid'in midesi kaldırmaz. Open Subtitles السيد (ريّد) ليس لديه قابلية للقيام بمثل هذه التصرفات
    O benim, Kral Julien sizin leziz yiyeceklerinizi midesi için ödünç alacak kişi. Open Subtitles أقوم باستعارة طعامك اللذيذ لمعدتي
    En küçük çocuğunun midesi mikrop kapmış, her yere kusmuş. Open Subtitles على أي حال , صغيرهـا لديه علة بالمعدة و القئ يملى المكان او نحو ذلك كما تقول

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more