Eğer kalp krizine kadar beklersek, bu ülkede her yıl 1.1 milyon insanı kalp hastalığına kurban etmemiz gerekir. | TED | لو إنتظرنا حتى تحدث النوبة القلبية، لضحينا بـ 1.1 مليون شخص كل عام في هذا البلد بسبب مرض القلب. |
Burada kuzeydoğu Amazon'da bir şifacı görüyorsunuz şark çıbanı tedavi ediyor, dünyada 12 milyon insanı etkileyen çok fena bir protozoal hastalıktır. | TED | تشاهدون هنا مطبباً في شمال شرق الأمازون يعالج داء الليشمانيا وهو مرض طفيلي مؤذ للغاية يصاب به 12 مليون شخص حول العالم |
Geçen 10 yıl içinde, doğusundaki savaştan dolayı beş milyon insanı öldü. | TED | خلال العقد الماضي، لقى نحو خمسة مليون شخص حتفهم جراء الحرب التي إندلعت شرقي البلاد. |
Örneğin İsrail vatandaşlığımı paylaştığım 8 milyon insanı tanımıyorum. | TED | علي سبيل المثال، أنا لا أعرف الثمانية ملايين شخص الذين يشاركونني الجنسية الإسرائيلية. |
Suriye'deki savaş neredeyse 4 milyon insanı sınır dışına sürükledi, ama yedi milyondan fazla insan ülke içinde kaçış halinde. | TED | تسببت الحرب السورية بنزوح 4 ملايين شخص خارج الحدود، لكن فوق السبعة ملايين في حالة فرار دائم داخل البلاد |
Deprem, başkent Port-au-Prince'la birlikte 320,000 insanın hayatını yok etti; yaklaşık 1.2 milyon insanı da evsiz bıraktı. | TED | دمر الزلزال العاصمة بورت أو برنس، موديا بحياة حوالي 320,000 شخص، وقام بتشريد حوالي 1.2 مليون شخص. |
1918'de, Birleşik Devletler'de 20 milyon insanı öldüren bir grip salgını yaşadık. | TED | ففي عام 1918 ، كان وباء الإنفلونزا في الولايات المتحدة والذي قضى على نحو 20 مليون شخص. |
Alzheimer şu anda dünya çapında 40 milyon insanı etkilemektedir. | TED | حاليا يصيب الزهايمرز 40 مليون شخص في العالم. |
Bu ışıklar Tokyo'danNagoya boyunca Osaka'ya uzanır ve 80 milyon insanı ve Japon ekonomisinin büyük bir kısmını kapsar. | TED | هذا الشريط المستمر للضوء من طوكيو عن طريق ناغويا الى أوساكا يحتوي على أكثر من 80 مليون شخص وأغلبية الاقتصاد الياباني. |
Aslında, Arap dünyasının yaklaşık 400 milyon insanı neredeyse tümüyle şehirleşti. | TED | في الواقع، فإن ما يقرب من 400 مليون شخص في العالم العربي متحضرون بشكل كامل تقريبا. |
11 milyon insanı ülkeden çıkaramazsınız. | TED | راموس: هذا هو السؤال، لا يمكنك ترحيل 11 مليون شخص. |
Mesela bir milyon insanı öldürmen gereken bir patlama olmasını istersin ama gidip de üç milyon insanı öldürecek bir patlamaya neden olursun. | Open Subtitles | لنقل بأنك تريد قنبلة تكفي لقتل مليون شخص و تستخدم قنبلة كافية لقتل ثلاثة مليون شخص |
800 milyon insanı sonsuza kadar ortaçağda bırakamazsınız. | Open Subtitles | تَعتقدُ يُمْكِنُك أَنْ تَبقي 800 مليون شخص في القرنِ الرابع عشرِ إلى الأبد؟ |
30 milyon insanı röntgenlemek iş sözleşmemde yazmıyor. | Open Subtitles | التجسس على 30 مليون شخص ليست جزءاً من توصيف عملي |
Hazırlanıyoruz. Bir milyon insanı tahliye etmek kolay değil. | Open Subtitles | إننا نستعدّ الآن، لن يكون سهل إخلاء مليون شخص. |
1. Dünya Savaşı sırasında İspanyol Gribi 50 milyon insanı öldürdü. Şimdi de biri onu bulmuş. | Open Subtitles | الإنفلونزا الأسبانيّة قتلت 50 مليون شخص خلال الحرب العالميّة الأولى، والآن هي بحوزة شخص ما. |
Kadın 40 milyon insanı insan hakları tartışmasına dahil ediyor. | Open Subtitles | مارأيك في جلبها 40 مليون شخص لنقاش الحقوق المدنية؟ |
O zaman şöyle sorabilirsiniz, nasıl oluyor da bugün farklı geçmişlere sahip yılda beş milyon insanı cezbedebiliyor ve keyif verebiliyor? | TED | قد تتساءل إذن كيف يمكن لها اليوم أن تجذب و تبهج 5 ملايين شخص في السنة، من مختلف الخلفيات؟ |
Sıtma yılda bir ila üç milyon insanı öldüren bir hastalık. | TED | الملاريا هي مرض يقتل واحد إلى ثلاثة ملايين شخص سنوياً. |
Bu hastalık her yıl sekiz milyon insanı kalıcı olarak kör ediyor. En şok edici yanı ise, trahom'u kapmaktan kaçınmak için yapmanız gereken tek şeyin yüzünüzü yıkamak olması: ne ilaç, ne hap, ne de iğne. | TED | هذا المرض يصيب 8 ملايين شخص بالعمى الدائم كل سنة. الجزء الصادم في هذا الأمر هو أنه لتفادي الأصابة بمرض التراخوما كل ماعليك فعله هو غسل وجهك: لا حاجة لأدوية، ولا حبوب ولا حقن. |
Bir grip salgının tıpkı 1918'deki gibi 40 milyon insanı öldürmesi mümkün mü? | Open Subtitles | هل يمكن أن ينتشر وباء الإنفلونزا ليقتل 40 مليون شخصٍ كما حدث في عام 1918 م؟ |