Ama 100 milyon mil yolu, son on adımda geri dönmek için gelmedim. | Open Subtitles | لكن لم أسافر 100 مليون ميل لكي أعود وأنا في آخر 10 أقدام. |
Kabaca saatte bir milyon mil, aşağı yukarı. | Open Subtitles | تقريبا مليون ميل في الساعة أقبلة أو أتركة |
3000 dolar harcasan, bir milyon mil getirir. | Open Subtitles | إذا صرفتى 3000 دولار , هذا يعطيك مليون ميل طيران |
Sadece 3 milyon milyon mil kare.. | Open Subtitles | حسنا؛ جيد؛ هذا يضيق البحث إلى نحو 3 ملايين ميل مربع |
Yaklaşık 3 milyon mil karelik buz eriyerek milyonlarca canlıya yaşama şansı verir. | Open Subtitles | سيختفي ما يقرب من 3 مليون متر مربّع من الثلج فاتحة بصيصاً من الأمل لملايين الحيوانات |
Kuyruklu yıldız Jüpiter'in bir kaç milyon mil yakınından geçse bile onun yörüngesini değiştirebilir. | Open Subtitles | لو مرّ المذنّب خلال بضعة ملايين الأميال من المشتري فقد يغيّر مداره |
-Bu bebeği milyon mil ötedeki kurtarma gemisi bile kaçıramaz. | Open Subtitles | أنا أعرّف الانقاذ ضمن مليون ميل مفقود عن هذا يا صغيري |
Bir milyon mil içerisindeki herhangi bir kurtarma botuna bu bebeği görebilmek için meydan okurum. | Open Subtitles | أنا أعرّف الانقاذ ضمن مليون ميل مفقود عن هذا يا صغيري |
Mars Rover uzay gemisi sola çekmeye başladığında arayüz programıyla 62 milyon mil öteden düzgün gitmesini sağlıyorum. | Open Subtitles | عندما يبدأ مسبار المريخ بالميل نحو اليسار أشغل نهاية إصطفافية أمامية عن بعد 62 مليون ميل |
Ama buradan bir milyon mil ötede yaşıyorum ve beni bırakacak bir araca ihtiyacım var. | Open Subtitles | فقط كما لو أننى أعيش على بعد مليون ميل من هنا وأنا حقاً بحاجة لتوصيلة |
Muazzam büyüklükteki volkanik çatlak yarım milyon mil karelik lav püskürmüştür. | Open Subtitles | فجوة بركانيّة ضخمة قذفت نصف مليون ميل مربع من الحمم. |
Beş dakikada 58 milyon mil hızla ilerliyor. | Open Subtitles | هذا الشيء قد سافر 58 مليون ميل في 5 دقائق |
neredeyse güneşin uzaklığı kadar 93 milyon mil uzanırdı. | Open Subtitles | حتى نبلغ مسافة بعد الشمس البالغة 93 مليون ميل. |
Güneş 93 milyon mil uzaklıktadır. | Open Subtitles | وتتحكّم بكل حياة على الأرض تبعُد الشمس ثلاثة وتسعين مليون ميل |
En uzak noktasında Merkür Güneş'ten 43 milyon mil uzaklıktadır. | Open Subtitles | وعند أبعد نقطة به يبعُد عطارد 43 مليون ميل عن الشمس |
Bazı kuyruklu yıldızlar Güneş'ten 4,000 milyon mil uzaklıkta konuşlanarak... | Open Subtitles | استقرَّت بعض المذنّبات في منطقة تبعد عن الشمس 4000 مليون ميل |
10 milyon mil genişliğinde ateşler çıkacak. | Open Subtitles | النيران تتساقط على امتداد عشرة ملايين ميل |
Birçok milyon mil sonra, patlama dalgası bütün bu gezegeni götürecek kadar çevrelenip genişleyecek. | Open Subtitles | و في غضون بضعة ملايين ميل موجة الانفجار سوف تغطى مساحات شاسعة بما يكفي لتغطية هذا الكوكب بأسره |
Güneşin dönüşüne rağmen gezegenin kuzeyinde 6 milyon mil karelik bölüm halen buzlarla örtülü. | Open Subtitles | رغم عودة الشمس، فإن 6 مليون متر مربع من أقصى شمال الكوكب مازال مغطى بالثلج |
Bir kez nötron yıldızına bir kaç milyon mil yaklaştığınız an manyetizması o kadar yoğun olurdu ki elektrik sinyallerini bozardı. | Open Subtitles | متى تقتربون بضعة ملايين الأميال من النجم المغناطيسي فتكون مغناطيسيته شديدة بحيث تشوّش على الإشارات الكهربائية |
Enkazlar bir milyon mil uzaklığa kadar yayıldı. | Open Subtitles | امتدّت الشظايا لملايين الأميال |
Benden bir milyon mil uzakta gibi Sana nasıl taptığımı göremezdin | Open Subtitles | كأنكِ بعيدة عني بمليون ميل لا تستطيعين رؤية كم أحببتكِ |