Yani, kabaca 1 milyon tane dizüstü var. | TED | إذاً، بارقام تقريبية، هناك مليون كمبيوتر محمول. |
Bir makineyi tutmanın milyon tane şekli vardır, ama eninde sonunda ne çektiğini görmek zorundasın. | Open Subtitles | هناك مليون طريقة مختلفة لإمساك الكاميرا، لكن في نهاية اليوم، عليك أن تكون قادر أن ترى ما تصور. |
Muhteşemdi. İçeride milyon tane kelebek olmalı. | Open Subtitles | كان ذلك مذهلاً، لا بدّ وأنّ هنالك مليون فراشة بالداخل |
Doktor milyon tane sebep olacağını söyledi. | Open Subtitles | قال الطبيب أن هناك ملايين الأسباب |
Çünkü milyon tane seçmeye katıldım ve her defasında aynı şey oldu! | Open Subtitles | لأن.. ذهبت لملايين تجارب آداء ونفس الشيء يحدث كل مرة. |
Ucube olmanın milyon tane farklı nedeni var. | Open Subtitles | ؟ لا انتى غريبه الاطوار لمليون سبب مختلف |
Adının ne olduğunu unuttum. Teyzenin milyon tane sorunu var. | Open Subtitles | نسيت ما كان اسمه خالتك بها ملايين الأمراض |
Kont Chocula! Bak, milyon tane düğünde bulunduk. | Open Subtitles | أُنظُر, لقد ذهبنا إلى الملايين من حفلات الزفاف |
70 milyon tane de halktan oy aldı. Bu sayı Amerikan tarihindeki herhangi bir ırk ya da partiden çıkan diğer tüm başkan adaylarından fazla. | TED | وكسب حوالي 70 مليون من اصوات الشعب أكثر من اي مرشح رئاسة آخر، من اي عرق، اي حزب، في التاريخ |
Allah'ım, uyaklı milyon tane kelime var. | Open Subtitles | أوه، يا إلهي، هناك مليون كلمة من الممكن أن تَقفّى مَعها. |
Şu anda yapmam gereken milyon tane şey var ve siz öncelik listemde epey aşağıdasınız. | Open Subtitles | هناك مليون شئ يجب أن أفعله الان لذا أنتم لستم شيئا في القائمة |
Doğru. Şehirde milyon tane suç var. | Open Subtitles | هذا صحيح هناك مليون جريمة في المدينة |
Üzerimizde milyon tane göz var. | Open Subtitles | هنالك مليون عين علينا |
Üzerimizde milyon tane göz var. | Open Subtitles | هنالك مليون عين علينا |
Yapabileceğimiz milyon tane şey var | Open Subtitles | هناك ملايين الاشياء نستطيع فعلها |
Konuşulacak milyon tane şey var. | Open Subtitles | هناك ملايين الأشياء للحديث عنها |
Çünkü milyon tane seçmeye katıldım ve her defasında aynı şey oldu! | Open Subtitles | لأن.. ذهبت لملايين تجارب آداء ونفس الشيء يحدث كل مرة. |
milyon tane insan için milyon tane kâğıt var. | Open Subtitles | إنها مليون نسخة لمليون شخص مُختلف |
Adının ne olduğunu unuttum. Teyzenin milyon tane sorunu var. | Open Subtitles | نسيت ما كان اسمه خالتك بها ملايين الأمراض |
L.A. gidebileceğin milyon tane başka doktor var. | Open Subtitles | هناك الملايين من الأطباء في لوس أنجلوس بإمكانك أن تذهبي إليهم |
50 şirketle anlaştık, 200 ürün çıktı, 100 milyon tane satıldı. | TED | 50 شركة تحالفت معنا، 200 منتج ظهروا، مردود 100 مليون من المبيعات. |
Çin'de de senin ekonomik işlerine burun sokmak için ölüp biten milyon tane hacker vardı zaten. | Open Subtitles | أجل، يوجد مليون مخترق في الصين متلهفون لسرقة حساباتك المالية |
Dışarıda bir milyon tane onlardan var, yani en azından herkes öyle düşünüyor. | Open Subtitles | يوجد ما يقارب المليون بالخارج على الأقل هذا ما يعتقده الجميع |
Aktörlere paranız yetmiyor ama milyon tane makineli tüfek bulabiliyorsunuz. | Open Subtitles | لا تستطيع ان تتحمل تكاليف الممصلين ولكنك ستحتاج الى مليون رشاش |