| Orası Misafir odası. | Open Subtitles | انها غرفة الضيوف أنها تكون رطبة في الشمال |
| Elbise dolabı ile Misafir odası arasında biryerlerdeydi. | Open Subtitles | كان في الحقيقة في مكان ما بين الحجرة الكتانية و غرفة الضيوف |
| Misafir odası yukarıda sağdan ikinci kapı. | Open Subtitles | غرفة الضيوف فى الأعلى الباب الثانى من جهة اليمين |
| Ofis olabilir, Misafir odası olabilir spor odası bebek odası... | Open Subtitles | ربما تكون غرفة مكتب غرفة ضيوف غرفة الرياضة، غرفة للأطفال.. |
| Eve kadar getirdim ve ebeveynlerimin Misafir odası dolabında, onu bir uzay mekiğine dönüştürdüm. | TED | دفعته إلى المنزل، وفي خزانة غرفة ضيوف والديّ، حولته إلى مركبة فضاء. |
| Tabii ki. Bir tane de Misafir odası var, sen ziyarete gelince orada kalırsın. | Open Subtitles | بالطبع، ثمة أيضًا غرفة للضيوف من أجلكن لتبقيّن فيها عند زيارتي. |
| Misafir odası. Burası kalacağımız yer. | Open Subtitles | هذه هي غرفة الضيوف هذا هو المكان الذي سننام به |
| Hafıza kaybın var. Benim yok. Misafir odası... | Open Subtitles | إنك تعاني من فقدان الذاكرة, و أنا لا, فنم في غرفة الضيوف |
| Burası da Misafir odası. | Open Subtitles | وهذا مايمكن أن تطلقوا عليها إسم غرفة الضيوف الرئاسيه |
| Senden hiç rahatsız olmayız Carla, hem Misafir odası her zaman senindir, biliyorsun. | Open Subtitles | كارلا أنتِ لا يمكن أن تزعجينا كما أن غرفة الضيوف جاهزة لكِ وقت تشائين |
| Annem hala Misafir odası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت أمي انها تريد البقاء في غرفة الضيوف |
| Batı kulesinin ikinci katındaki Misafir odası... | Open Subtitles | غرفة الضيوف في الطابق الثاني من البرج الغربيّ. |
| O'na Misafir odası hazırlanması için korumalardan birine talimat verdim. | Open Subtitles | تركت التعليمات لأحد الحُراس لإعداد غرفة الضيوف من أجله |
| Misafir odası. Hoşgelmediniz Misafir odası! | Open Subtitles | غرفة الضيوف غرفة الضيوف الغير مرحب بها |
| Misafir odası da orada biri ölmüş gibi kokuyor. | Open Subtitles | و غرفة الضيوف رائحتها كأن شخصا مات بها |
| Misafir odası yukarıda, sol tarafta. | Open Subtitles | غرفة الضيوف بالأعلى على اليسار |
| Bir devre mülk, Misafir odası, bir baraka bile bulamaz mıyım? | Open Subtitles | ألا أستطيع الحصول على تأجير ثانوي، غرفة ضيوف, سرير طفل, لا شيء؟ |
| O odayı Misafir odası yapmak zorunda değiliz. | Open Subtitles | إسمع , ليس من الضروري أن نجعلها غرفة ضيوف |
| Yani, aslında orası Misafir odası, ama yıllardır depo haricinde bir şey için kullanmadım. | Open Subtitles | حسناً، في الواقع إنها غرفة ضيوف ولكني لم أستخدمها لاي شيئ الا كمخزن من سنوات |
| Maun renkli kızaklı bir yatak ve taze çiçekleri olan başucu masalarıyla dolu güzel bir Misafir odası haline getirmeliyiz. | Open Subtitles | كنت أفكر أن نجعلها غرفة للضيوف (نضع بها أسرة من شجرة (الماهوجاني وطاولات عليها ورود |
| Almanlar siperlerini köpek gibi kazdı. Biz bu defa, Misafir odası gibi kazalım. | Open Subtitles | الالمان فعلوا على خندقهم مثل الكلب عندما كنا مرة نعمل في غرفة الرسم |
| - Evet, o. Misafir odası hazır. | Open Subtitles | غرفة الضيف جاهزه |