Meydan okuma dersleri her zaman modanın büyük devrimcileri, tasarımcıları tarafından öğretildi. | TED | لقد تم منح دروس في التحدي دائمًا من ثوار الموضة العظام: المصممون. |
Her neyse, bu modanın geçmesiyle, diplomatik ilişkilerde soğuk rüzgarlar esti. | Open Subtitles | على أية حال، الموضة بالاستراليين فشلت ..والمناخ الدبلوماسي أصبح متجمداً تماماً |
Sabah işe gitmekten modanın tasarlanma şekline, yiyecek yetiştirme şekline kadar, tüketiyoruz ve bir kez daha işbirliği yapıyoruz. | TED | من الأنتقال الصباحي إلي طريقة تصميم الموضة إلي طريقة زراعة المحاصيل الغذائية، نحن نستهلك ونتعاون مرة اخري |
Adli tıp ile modanın hiç alakası yok diyorlar bir de? | Open Subtitles | من يقول أن الأزياء ليس لها مكان في الطب الشرعي ؟ |
Bu yeni modanın tarz olduğunu söylemek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أقصد أن هذه الأزياء الجديدة ليست أنيقة |
modanın şiirselliği bir illüzyon yaratmaktan geçiyor, gördün mü? | Open Subtitles | شاعرية الأزياء تعتمد على خلق الوهم, أترين؟ |
Tarihçiler, fotoğrafçılar ve müzeciler bize modanın da, resim gibi heykel gibi, bir sanat olduğunu öğrettiler. | Open Subtitles | المؤرخون والمصورين والنحاتين.. علمّونا أن الموضة ، مثل الرسم.. |
modanın zorlayıcılığı altında kalmış dar görüşlü olmayan erkeklere hayranım. | Open Subtitles | أنا معجب للغاية برجل غيرتقليدي بما يخص الموضة |
Ah, yani siz, nasıl deniyor, modanın teşhir edilmesinde mi görevlisiniz? | Open Subtitles | إذن أنتِ تساعدين في .. ماذا يقولون عروض الموضة ؟ |
modanın sıkı takipçisi Roy Llewelyn Frowick, ve seksi model Tobias. | Open Subtitles | روي, الفاسق , الذي يعلم كل الأشياء عن الموضة. وتوباييس , عارض الأزياء المثير. |
Opera binası bu hafta "modanın Ustaları" programına ev sahipliği yapıyor. | Open Subtitles | إن دار الأوبرا تستضيف حدث أسياد الموضة هذا الأسبوع. |
Eminim ki partiye modanın önde gelenleri katılacak. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنّ هذه الحفلة ستملك حضوراً يتبع آخر صيحات الموضة. |
Hızlı modanın tamamen yeni bir şey olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | وهكذا أدركت أن الموضة سريع هو شيء جديد تماما. |
"Eco Age" denilen bir danışmanlık kurdu, modanın geleceği hakkındaki bir konferansa konuşmacı olarak davet edildi | Open Subtitles | الاستدامة تدير شركة استشارات تسمى ايكو العمر، وكان قد دعي لإلقاء كلمة في مؤتمر حول مستقبل الموضة. |
Betty, modanın giyim işi olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | بيتي، انتي تعلمين ان الأزياء تعني الملابس.. صحيح؟ |
Benim dönemimden beri modanın bukadar değişeceğini sanmıyordum. | Open Subtitles | لم تكن لدي أية فكرة أن الأزياء قد تغيرت بهذا الشكل الكبير منذ عصري |
Üstünü başını temizleyeceğiz o Billy'imsi keçi sakalını traş edeceğiz aşağı inip o yavşaklara gerçek modanın ne olduğunu göstereceğiz. | Open Subtitles | وننزل للأسفل ونري هؤلاء الأوغاد كيف يبدو عرض الأزياء الحقيقي؟ |
modanın benim için nekadar önemli olduğunu biliyor. | Open Subtitles | يعرف بأنّني أتحمّل مخاطر الأزياء. |
modanın kölesi. | Open Subtitles | إنه يعبد الأزياء |
- modanın gereklilikle ilgisi yok. | Open Subtitles | الأزياء لا تتعلق بالإحتياج |