16 yaşımızda Montauk'ta bulduğum bir zıpkınla dostumu öldürmezdim. | Open Subtitles | إنّي لمْ أقتل صديقاً عزيزاً برُمحٍ وجدناه في "مونتوك" حينما كُنّا في الـ16. |
Montauk'ta esrar çeken herhangi birine sor gitsin. | Open Subtitles | إسأل أي شخص يتعاطى المخدرات في مونتوك |
Connecticut'lı. Montauk'ta bir ev aldık. | Open Subtitles | انه من "كونيتيكت" ولقد "اشترينا منزل في "مونتوك |
Hayatının sonuna kadar Montauk'ta kalıp Cole'ün piçlik yapmayı bırakmasını mı umacaksın? | Open Subtitles | هل ستبقين في (مونتوك) مدى الحياة راجيةً أن يتغير أسلوب (كول) الوضيع؟ |
Arkadaşımın evi Montauk'ta. | Open Subtitles | يعيش رفيقي في مونتوك. |
Benimle Montauk'ta buluş. | Open Subtitles | قابلني في مونتوك |
Evet, Montauk'ta bir spa'ya kadar izini takip ettik. | Open Subtitles | -أجل، لقد تعقبناها إلى مُنتجع في (مونتوك ). |
Montauk'ta yağmurda, dar bir devre mülkte 2 hafta geçirebileceğin ama yine de öldürmek istemeyeceğin birini bulmalısın. | Open Subtitles | يجب عليك أن تجدي الشخص الذي تستطيعين قضاء أسبوعين معه ," في وقت الإزدحام في " مونتوك , في المطر . من دون الرغبة في القتل |
Benim sülalem yedi nesildir Montauk'ta. | Open Subtitles | عائلتي ظلت في "مونتوك" لسبعة أجيال. |
Montauk'ta tanıştık. | Open Subtitles | إلتقينا في مونتوك |
Montauk'ta çok önemli bir işim var. | Open Subtitles | لدي مركز استيراد في "مونتوك". |
Burada değil, Montauk'ta. | Open Subtitles | انه ليس هنا "انه في "مونتوك |
- Montauk'ta. | Open Subtitles | - في (مونتوك) |