Birbirinden çok farklı yerlerden gelen 1400 insanı bir araya getirmek bir mucizedir. | TED | أن تجمع 1400 شخص قادمًا من أماكن مختلفة، هي معجزة. |
İnsanın bilgisinin gelişmesi yılana dönüşen sopalardan yada ikiye ayrılan sulardan daha büyük bir mucizedir. | Open Subtitles | و تقدم معرفة الإنسان هو معجزة أكبر من العصا الموجهة إلى الأفاعى أو من انفلاق البحر |
Her şey kontrol altında görünüyor. Teşekkür ederim. Öyleyse, bu bir mucizedir. | Open Subtitles | يبدو انك تسيطر على الموقف شكرا ان صح ذلك فانها معجزة |
Bu departmanda, bu, bir kariyer değil, bir mucizedir. | Open Subtitles | في هذه الدائرة ، لا تعتبر ذلك مسيرة مهنية ، بل معجزة |
İki işte çalışan bir annenin oğlunu futbol idmanına götürmeye zaman ayırabilmesi bir mucizedir. | Open Subtitles | الأمّ العازبه التي تعَمَل وظيفتين ومازال لديها الوقت لتقضيه مع اطفالها هذه معجزه |
Senin yaşında, herhangi bir şeye asılıyor olmak bile bir mucizedir. | Open Subtitles | في سنك، القدرة على رطم أي شيء بمثابة معجزة |
Bunun gibi rezil bir şey olabilir ama hatta ateş altındayken sıcak yemek bir mucizedir. | Open Subtitles | أتعلم، قد يكون خثراً هكذا فحسب لكن حين تكون على الجبهة تتلقى النيران فالطعام الساخن معجزة |
Eğer kız hala hayatta ise bu bir mucizedir. Onu asla bulamayacağız. | Open Subtitles | لو كانت تلك الفتاة ما تزال حيّة فلا توجد أي معجزة قد تساعدنا بالعثور عليها |
Bir anti-Siber silahı bile mucizedir. | Open Subtitles | عثورنا على مسدس مضاد للسايبر يعتبر معجزة |
Bundan dolayı, bu gezegende ölen ve yaşayan varlıklar arkasında sayısız fosiller bırakırlar. Her biri küçük bir mucizedir. Ama toplu olarak bu, kaçınılmazdı. | TED | ولذلك، فإن المخلوقات المتعددة والتي تحيا وتموت على كوكب قديم تترك عقبها أعداد هائلة من الحفريات، وكل واحدة منها عبارة عن معجزة صغيرة، ولكن وبشكل جماعي، محتوم. |
Bu kesinlikle bir mucizedir, açıklaması Büyük Kanyon'dan çok daha zor bir mucize. | TED | هذه معجزة حقيقية , أصعب بكثير في التوضيح من الجراند كانيون . |
Ama işin gerçeği zihnin hayatta kalması bir mucizedir. | Open Subtitles | إن حقيقة العقل يمكنه النجاة هي معجزة |
Örneğin; bir kadının başka bir kadını hamile bırakabilmesi tıbbî bir mucizedir. | Open Subtitles | مثلاً، معجزة الطب بأن تستطيع امرأة جعل امرأة أخرى حامل شاديزي"!" |
Bir ödül ki, herkes bunun çok sıradan olduğunu düşünür... ama o bir mucizedir. | Open Subtitles | هدية البعض يعتبرها بديهية لكنّها معجزة |
Amelia, benim için hamile kalmak mucizedir. | Open Subtitles | بالنسبة لي أن أكون حامل يتطلب ذلك معجزة |
Hamilelik büyülü ve mutlu bir mucizedir. Hamileliğin parıltısı, meleklerin öpücüklerinden gelir. Ne zaman ki... | Open Subtitles | ان تجربة الحمل تجربة ساحرة و معجزة حقيقية ... فهي تبدأ عندما تشعر |
Ben yetimdim, geleçeği olmayan.Bu bir mucizedir ki orospu olmadım. | Open Subtitles | أعني، إنها معجزة بأني لست عاهرة الآن -علمني |
Bu bir mucizedir. Bir mucize. | TED | كما تعلمون، هذه معجزة، إنها معجزة! |
Bir gencin uyuşturucuya hayır, eğitime evet demesi bir mucizedir. | Open Subtitles | أي مراهق الذي يَقُولُ لا إلى المخدّراتِ ونعم إلى تعليمِ، هذه معجزه |
İki işte çalışan bir annenin... ..oğlunu futbol idmanına götürmeye zaman ayırabilmesi bir mucizedir. | Open Subtitles | الأمّ العازبه التي تعَمَل وظيفتين ومازال لديها الوقت لتقضيه مع اطفالها هذه معجزه |
Bir gencin uyuşturucuya hayır, eğitime evet demesi bir mucizedir. | Open Subtitles | أي مراهق الذي يَقُولُ لا إلى المخدّراتِ ونعم إلى تعليمِ، هذه معجزه |
Zaten kendisi bir mucizedir. | Open Subtitles | " المسيا " .. لا يحتاج الى معجزه انه هو المعجزه |