"museum" - Translation from Turkish to Arabic

    • متحف
        
    • المتحف البريطاني
        
    Bu, Lucas Museum of Narrative Arts, Los Angeles'ta inşa ediliyor. TED إنه متحف لوكاس لفنون السرد يتم بناؤه في مدينة لوس أنجلوس.
    Aslında ben favori müzelerimden birini göstereceğim, New York'taki Metropolitan Museum of Art. TED سأقوم بالفعل بزيارة أحد مفضلاتي، متحف المتروبوليتان للفنون في نيويورك.
    Ve daha sonra Londra'daki Natural History Museum'un kurucusu ve ilk müdürü olacaktı. Open Subtitles وكان ليؤسس متحف التاريخ الطبيعي بلندن وأصبح مديره الأول. ‏
    British Museum'un da işin içinde olması gerek tabi. Open Subtitles بالتــأكيد . المتحف البريطاني سيكون في سباق مع ذلك
    British Museum'dan Bay Kirby, baş restorasyoncu olarak sizin bu iş için konuşulacak kişi olduğunuzu söyledi. Open Subtitles الآن، السّيد كيربي المتحف البريطاني قالَ الذي ك مرممه الأعلى، أنت كُنْتَ الشخص سَيَرى.
    Bu hâlâ Natural History Museum'daki hazinelerin en değerlilerinden. Open Subtitles وما زالت أحد اهم الكنوز المخزنة في متحف التاريخ الطبيعي. ‏
    Son işimiz Cleveland Museum of Art(Cleveland Sanat Müzesi)'ndeydi. orada Gallery One(Galeri Bir) adındaki işimizi yaratmıştık. TED وتعهدنا الأخير هو متحف كليف لاند للفنون، والذي بنينا فيه معرضا إسمه Gallery One for.
    Bu, 2015'deki kıymetli çöp yığınımın "Museo de la Basura" ve bir diğer adıyla "Museum of Garbage" olarak ilk baskısını yaptıktan sonraki hali. TED هذه كومتي الثمينة كما تبدو في سنة 2015 بعد وضعها لأول مرة في "Museo de la Basura" أو " متحف القمامة"
    British Museum'dan gelen Dr. Fosswell ile New York Metropolitan Müzesi'nden gelen Schneider arasında rekabet yaratacağı kesin. Open Subtitles سوف يكــــون هناك بــدون شك تنـــافس بين الدكتــور ً فــوسوال َ من المتحـف البريطانـــي و الدكتــور ً شنايــــدر ً من متحف متــرو الأنفــاق التابع لـــ ً نيــــوورك ً
    British Museum'da tanıştığı bir kadınla ilişkisi olmuş. Open Subtitles تورط مع إمرأة التقاها في متحف بريطاني
    Ama Cleveland'da çalıştığımız onca zaman şu güne kadarki en önemli işimizi ortaya çıkarmak için arka planda da çalışıyorduk. Bu da 9/11 Memorial and Museum(9/11 Anıt ve Müzesi). TED ولكن في كامل الفترة التي كنَا نعمل فيها على هذا العمل من أجل متحف كليف لاند كنَا أيضا نشتغل على الخلفية والذي يعتبر التزامنا الأكبر وهذا هو متحف أو النصب التذكاري لأحداث 9/11.
    Harrison çok başarılı bir avukattı Ron Perlman ile buhar banyosu yapardı ve Museum kulesinin 39. katında kendi dairesi vardı. Open Subtitles كان هاريسون في الدعوى القضائية ناجحة جدا... ... الذي تولى حمامات البخار مع رون بيرلمان... ... والمملوكة شقة في الطابق ال39 من برج متحف.
    Buraya Gruuthuse Museum deniyor. Open Subtitles هذا يسمى متحف جروثيوس
    The Natural History Museum türünün dünyadaki en önemli örneklerinden biridir. Open Subtitles متحف التاريخ الطبيعي من أهم المتاحف من نوعه في العالم. ‏ أوجده (ريتشارد أوين)، ولكن،‏ بعد ذلك بأكثر من قرن،‏
    Çok büyük ihtimalle orası Aebly Museum of Art. Open Subtitles أنا متأكد من أنه هو متحف Aebly للفنون.
    (Alkış) Bir buçuk yıl önce müzede bir tertibat dizayn etmemiz istendi -- bu Londra'daki Science Museum'un yeni yan binalarından biri, ve temel olarak dijital ve biyomedikal konularla ilgili. TED (تصفيق) قرابة عام ونصف مضت طلب منا أن نصمم هيكل في المتحف هذا جناح جديد في متحف العلم في لندن، وهو بالأساس يعني بالأمور الرقمية والطبية الحيوية
    Aslında daha önceki bir zamana geçiş, British Museum'da başladığım, üç boyutlu dünyaya dönüş, heykel ve süsleme sanatına, burada, Met'de Avrupa heykel ve süsleme sanatı departmanını devralmak üzere. TED خطوة اتخذتها في حياتي سابقًا، كنت قد بدأتها في المتحف البريطاني عودة إلى العالم الثلاثي الأبعاد -- من تماثيل وفنون زخرفية -- لتولّي قسم المنحوتات الأوروبية والفنون الزخرفية، هنا في متحف المتروبوليان.
    Persepolis'deki büyük kutlamalar esnasında silindiri getirtip British Museum'a ödünç verip Tahran'a gidiyor ve bu Pehlevi hanedanının en büyük kutlamalarından biri oluyor. TED حين أقام احتفاله العظيم في برسبوليس، أمر باستدعاء الأسطوانة فتمت إعارة الأسطوانة من طرف المتحف البريطاني لتذهب إلى طهران وتكون جزء من تلك الاحتفالات العظيمة للدولة البهلوية.
    Gerçek şu ki, 18. yüzyıla kadar British Museum'un koleksiyonunda tamamlanmış bir dodo örneği bulunuyordu -- derisi dahil her şeyiyle mumyalanmış bir halde -- ama bir yer tasarrufu gayreti sırasında ayaklarını ve kafasını kesip geri kalan parçaları ateşe verdiler. TED حقيقتًا, فقد حوى المتحف البريطاني على نموذج من الطائر ضمن مجمعته حتى القرن الثامن عشر, و كانت عبارة عن نموزج محنط للطائر بالكامل, و لكن تحمسًا لفكرة توفير المساحات, تم قطع رأس الطائر و قدميه, و حرق ما تبقى منه في موقد.
    Wells sergisi British Museum'dan getirildi. Open Subtitles المعرض ويلز معار من قبل المتحف البريطاني .

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more