"musul" - Translation from Turkish to Arabic

    • الموصل
        
    • إبعادنا عن
        
    IŞİD Haziran 2014'de Musul'u ele geçirdiğinde okulların müfredatında değişiklik yaparak kendi uç ideolojilerinin dayandığı bir müfredat koyduklarını duyurdular. TED عندما أسرت داعش مدينة الموصل في يونيو 2014، أعلنوا أنهم سيضعون منهجًا دراسيًا جديدًا مبنيًا على أيديولوجيتهم المتطرفة؛
    Ve böylece, bu videoyu gördükten iki hafta sonra Proje Musul'u projesini başlattık. TED وبعد أسبوعين من مشاهدتنا لهذا الفيديو، بدأنا بالمشروع المُسمى مشروع الموصل.
    Bu projeye başladığımızda, aklımızda Musul Müzesi vardı. TED عندما بدأنا المشروع، وضعنا في الاعتبار متحف الموصل.
    Hatra kentindeki heykel ve Musul Aslanı. TED هذا هو تمثال من مدينة الحضر وأسد الموصل.
    Musul ve Kerkük'teki petrol noktalarından teker teker çıkmaya zorlanıyoruz. Open Subtitles لقد تم إبعادنا عن أماكن آبار البترول بالقوة في الموصل وكركوك
    Musul ve Kerkük'teki petrol noktalarından teker teker çıkmaya zorlanıyoruz. Open Subtitles لقد تم إبعادنا عن أماكن آبار البترول بالقوة في الموصل وكركوك
    Kent'in öldüğü gece Musul'daymış. Open Subtitles لقد كان هناك في مدينة الموصل في الليلة التي قتل فيها كينت
    1952 yılında, Kuzey Irak'ta Musul Müzesi açıldığında bu ve diğer heykeller, onları gelecek nesiller için korumak adına müzeye yerleştirildi. TED عندما تم افتتاح متحف الموصل الثقافي في عام 1952 في شمال العراق، هذا التمثال، إضافة إلى تماثيل أخرى، وُضعت هناك للحفاظ عليها من أجل الأجيال المستقبلية.
    Video Musul Aslanı'nın yok edildiğini açıkça göstermese de çalınamayacak kadar büyük olan eserlerin yok edildiğinin bir çok örneği bulunmakta. TED على الرغم من أن الفيديو لا يظهر بوضوح أن أسد الموصل تم تدميره، لدينا العديد من الأمثلة الأخرى لقطع أثرية كبيرة تم تدميرها التي كانت ببساطة كبيرة جدًا ويصعبُ سرقتها.
    Bir hafta sonra, birimim Musul'a gönderildi, kurşuna dizildiler. Open Subtitles بعد أسبوع , وحدتي . "سترسل بعيداً عن " الموصل .حصلت على طلقة من سلاح ناري
    Dışişleri Bakanlığı adına Musul'da kalkınma çalışmaları yapmış, döneli birkaç ay olmuş. Open Subtitles كان يعمل بوزارة الخارجية في الأشراف على أعادة التعمير في "الموصل"، قضى أشهر قليلة وعاد
    Oradaki geçmiş tecrübelerinize dayanarak, Musul'daki altınların Fort Monmouth'a nasıl getirildiğini bilirsiniz diye düşündüm. Open Subtitles نظراً لخبرتك السابقة هناك فكرت في أنك ربما تعرف "كيف لحفنة من الذهب في "الموصل تجد طريقها لمخزن في "فورت مونموث" ؟
    Musul'da vurulduğumda bile bu kadar canım yanmadı. Open Subtitles لم يؤلم هكذا عندما أصبت بشظايا قنبلة في "الموصل".
    Bu Musul'da bir düğündü. Open Subtitles تلك كان مكان أنعقاد حفل زفاف في الموصل
    - 2004 yılında kardeşim Adam hayatını Musul'da bu düşmanlarla savaşırken kaybetti. Open Subtitles في عام 2004 (تم قتل أخي (آدم كان يقاتل الشر في الموصل
    Musul, HARAM Open Subtitles {\fs50\c#H000000\3cffffff\4c\fnArabic Typesetting\fs30}"الموصل" "حرام"، معروفة الآن بـ"الحضر"
    Bu nedenle bu bitmez terör savaşını rafa kaldırmamız gerektiğine inanıyorum, onun yerine nereli olduklarına, hangi pasaporta sahip olduklarına veya nerede yaşadıklarına bakmaksızın sivilleri koruma prensibiyle çalışan bir programa ihtiyacımız var. Vancouver, New York, Kabil, Musul, Halep ya da Duma. TED لهذا السبب أعتقد بأننا بحاجة إلى الاستغناء عن الحرب الأبدية ونحتاج إلى استبدالها بأجندة أمنية يقودها مبدأ حماية المدنيين، لايهم من أين هم، أو جواز السفر الذي يحملونه، أو أين يعيشون: فانكوفر أو نيويورك كابول أو الموصل أو حلب أو دوما.
    Irak'a dönüp bakacak olursak haber bulamadığımız o yıllarda toplum dağılıyordu. IŞİD'in yükselişi için gereken şartları sağlarken IŞİD, Musul'u ele geçirdi. Buradaki terörün şiddeti Irak sınırlarını aşıp tüm dünyaya yayıldı. TED حينما نرجع بالذاكرة إلى العراق، إلى تلك السنوات التي كنا نفتقد فيها إلى القصة، كانت سنوات انهيار المجتمع، حينها كنا نهيئ ظروفًا ساهمت في نشأة داعش، إستيلاء داعش على الموصل والعنف الإرهابي الذي سوف ينتشر إلى ما وراء حدود العراق، في بقية العالم.
    Bir gün Musul'da devriyedeydik. Open Subtitles كنا في دورية في مدينة الموصل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more