"mutfak masasında" - Translation from Turkish to Arabic

    • على طاولة المطبخ
        
    • طاولة المطبخ سألف
        
    • طاوله المطبخ
        
    • مائدة المطبخ
        
    mutfak masasında oturup polimerlerden bahsediyorduk. Open Subtitles كنّا نجلس على طاولة المطبخ نتكلّم عن البوليمير الحراري
    Geceler boyunca o mutfak masasında oturup stratejiler ürettin. Open Subtitles أنتَ جلستِ على طاولة المطبخ, تخططين كل تلك الليالى.
    Ha beğenmiyorsanız mutfak masasında işi görebilecek kıçı kırık bir fahişe bulun. Open Subtitles لن تمانع المضاجعة على طاولة المطبخ لم تقصد الأمر على هذا النحو ماما
    Evine gidebilseydim ve onu mutfak masasında otururken yakalasaydım o uzun sarı saçlarından tutup birden çekerdim. Open Subtitles فقط لو استطيع فقط لو استطيع الذهاب إلى بيتها وأدخل المنزل وأجدها جالسة على طاولة المطبخ سألف شعرها الأشقر بيدي وأقوم بهز رأسها
    Vizonlar gibi. Her yerde. mutfak masasında, yatağınızda, garajda. Open Subtitles مثل ثعالب الماء,فى كل مكان طاوله المطبخ,سريرك,الجراج
    Dün gece eve geldiğimde bunu mutfak masasında buldum. Open Subtitles وصلت إلى منزلي ليلة أمس لأجد هذه على مائدة المطبخ.
    Nevresimleri lekeleme, mutfak masasında ye. Open Subtitles لا تُوسِخ السرير بالأكل .. وتناول طعامك على طاولة المطبخ
    Annemle koca bir tabak pişirirdik ve mutfak masasında bırakırdık, sen de onları tabak temizlenene kadar tek tek yerdin. Open Subtitles انا وامى طبخنا طبق كبير منة وتركناة على طاولة المطبخ ثم جئتى وكلتى واحد من هذا و من هذا
    Annemle koca bir tabak pişirirdik ve mutfak masasında bırakırdık, sen de onları tabak temizlenene kadar tek tek yerdin. Open Subtitles انا وامى طبخنا طبق كبير منة وتركناة على طاولة المطبخ ثم جئتى وكلتى واحد من هذا و من هذا حتى انهيتى على الطبق تماما
    Ben işteyken onunla mutfak masasında yapıyormuş. Open Subtitles فعلتها معه على طاولة المطبخ بينما كنت في العمل
    Eve geldim ve kafalarını mutfak masasında buldum. Open Subtitles أتيت إلى المنزل، لأرى رؤوسهم على طاولة المطبخ
    Kendisi de savunma avukatı olan eşim David'le birlikte 10 yıl önce mutfak masasında otururken çare aradığım soru işte tam buydu. TED حسنا، هذا هو السؤال الذي كنت أواجهه منذ أكثر من عقد مضى، حين كنت جالسةً على طاولة المطبخ مع زوجي، دايفيد، وهو أيضًا محامٍ عام.
    mutfak masasında alışveriş listesi var. Open Subtitles هناك قائمة تسوق على طاولة المطبخ.
    Tamam, sen ve ben, bu gece,mutfak masasında. Open Subtitles أنت وأنا الليلة على طاولة المطبخ
    Eve geldiğimde mutfak masasında oturuyordu. Open Subtitles جئت للمنزل وكان جالساَ على طاولة المطبخ
    Evine gidebilseydim ve onu mutfak masasında otururken yakalasaydım o uzun sarı saçlarından tutup birden çekerdim. Open Subtitles فقط لو استطيع فقط لو استطيع الذهاب إلى بيتها وأدخل المنزل وأجدها جالسة على طاولة المطبخ سألف شعرها الأشقر بيدي وأقوم بهز رأسها
    Vizonlar gibi. Her yerde. mutfak masasında, yatağınızda, garajda. Open Subtitles مثل ثعالب الماء,فى كل مكان طاوله المطبخ,سريرك,الجراج
    mutfak masasında bıçakla oynamak yok. Open Subtitles ممنوع الألعاب بالسكين على مائدة المطبخ
    Alt kata indiğimde mutfak masasında çay içip oturan arkasında iki erkek olan tanımadığım bir kadın vardı. Open Subtitles عندما نزلت للطابق السفلي كان هناك إمرأة لم أعرفها تجلس علي مائدة المطبخ وتشرب الشاي -وهناك رجلين خلفها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more