Sen asla, hayatında mutlu olamayacaksın. | Open Subtitles | فقط تذكر بأنك لن تكون سعيداً أبداً فى حياتك |
Leydi Mary yeryüzünde olduğu sürece bir başkasıyla mutlu olamayacaksın. | Open Subtitles | لن تكون سعيداً مع أيّ شخصٍ آخر بينما الليدي "ماري" تمشي على الأرض |
Senin için üzülüyorum. Asla mutlu olamayacaksın. | Open Subtitles | أشعر بالأسف عليك لن تكون سعيداً أبداً |
- Neyse, söylemek istediğim, sen bu iğrenç kuş yemini yiyerek asla mutlu olamayacaksın. | Open Subtitles | إلى أنك لن تكوني سعيدة إذا كنت تأكلين طعام العصافير هذا |
Hiçbi zaman mutlu olamayacaksın, çünkü kendinden kurtulamayacaksın! | Open Subtitles | لن تكون سعيدا ابدا ! لأنك ستكون عالقا بالخروج من نفسك |
Asla mutlu olamayacaksın. | Open Subtitles | ألعنك ، لن تكون سعيداً أبداً |
Asla mutlu olamayacaksın. | Open Subtitles | ألعنك، لن تكون سعيداً أبداً |
Sid günlerinin kalanını mezarda geçirmezse mutlu olamayacaksın diye bir izlenime kapıldım. | Open Subtitles | لديّ إنطباع أنّ لن تكون سعيداً إلا إذا قضى (سيد) بقية أيامه ميّتاً. |
Asla mutlu olamayacaksın. Nasıl olacağını bilmiyorsun. | Open Subtitles | لن تكوني سعيدة أبداً لا تدرين كيف |
İşte bu yüzden asla mutlu olamayacaksın. | Open Subtitles | لهذا السبب لن تكوني سعيدة أبداً |
Benimle birlikte mutlu olamayacaksın. | Open Subtitles | لن تكوني سعيدة معي |
Asla gerçekten mutlu olamayacaksın Barry Allen, inan bana. | Open Subtitles | لن تكون سعيدا حقاً (باري ألان)، ثق بي |