"mutlu ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • سعيد و
        
    • وسعيدة
        
    • والسعادة
        
    • وسعادة
        
    • سعداء و
        
    • و سعيدة
        
    • بسعادة و
        
    • سعادة و
        
    • سعيدة و
        
    • أسعد و
        
    • و سعيد
        
    • يجعل أيامك
        
    • كانوا سعداء
        
    Senin kaderin mutlu ve özgür olmak hepsinden de önemlisi, sevilmek. Open Subtitles قدرك ان تصبح سعيد و حر و تحب قبل كل شيء.
    Çok tatlı, mutlu ve hayatın çok güzel olacağını düşünüyor. Open Subtitles لطيف جدا و سعيد و تعتقد بأن الحياة ستصبح رائعة.
    İyi, mutlu ve canlı hissetmek istiyorum. Open Subtitles أريد أن أشعر بأنني مرتاحة وسعيدة و على قيد الحياة
    Onların mutlu ve gururlu yüzünü gördüğünde.. Open Subtitles عندما ترى الفخر على وجه أبيك والسعادة على وجه أمك
    Araştırmamdan öğrendiğim şey, daha nazik ortamlarımız olduğunda daha üretici, yaratıcı, yardımcı, mutlu ve sağlıklı oluruz. TED ما أعرفه من بحثي هو أنه عندما يكون لدينا المزيد من البيئات المتحضرة، نكون أكثر إنتاجية وإبداعًا وعونًا وسعادة وصحة.
    Biz genç, mutlu ve güvendeyiz. Ve hep öyle olacağız. Open Subtitles نحن شباب و سعداء و آمنون و سنبقي دائما هكذا
    Ve buraya geldiğimde göremediğim için mutlu ve gururluydum. TED و لقد وصلت إلى هنا و انا فخورة و سعيدة أني لا أرى.
    Şu anki halimden daha mutlu ve huzurlu olduğum bir an yoktur. Open Subtitles لم أشعر بسعادة و أمان أكثر مما شعرت به في هذه اللحظة
    Gençken daha mutlu ve daha... Open Subtitles . . كنت تبدو أكثر سعادة و أنت أصغر سناً و اكثر انحرافاً
    O kadın kaçık! Hayatım sakin ve mutlu ve neşeli olacak! Open Subtitles تلك المرأة مجنونة , حياتي ستكون هادئة , سعيدة و مرحة
    Benimle bu riske girmenizi istiyorum çünkü girerseniz, söz veriyorum daha mutlu ve daha güçlü bir aile olacağız. Open Subtitles وأنا اريد خوض هذه المخاطرة معى لأنكم لو فعلتم ذلك أعدكم بأننا سنصبح أسعد و أقوى عائلة
    Bu tür bir yaşam mutlu ve aynı zamanda ahlâkî yaşamdır. Open Subtitles هذا لنوع من الحياة سعيد و فى نفس الوقت أخلاقي.. حياة.
    Ben sadece onun mutlu ve güvende olduğundan emin olmak istiyorum. Open Subtitles جيما محقة , أريد فقط أن أتأكد أنه سعيد و بمأمن
    Neden herkes mutlu ve gülümsüyor baba? Open Subtitles لماذا الجميع سعيد و مبتسم اليوم ، أبي؟ لماذا الشمس لامعة جدا اليوم؟
    - Prens'in ölümünden sonra tahminimizce mutlu ve huzur bir hayat sürüp, aramızdan ayrıldıktan sonra Şatoyu, araziyi ve ünvanınızı alacaksınız. Open Subtitles بعد ذلك يفترض انها ستكون حياة طويلة وسعيدة أنت ستستلم القلعة والأرض وحقك الشرعي
    Robert Martin ile evlenmesine izin ver, sonsuza kadar mutlu ve saygıdeğer olsun. Open Subtitles اذا سمحت لها بالزواج من روبرت مارتن ستكون محترمة وسعيدة الى الابد
    Hiç birşeye sahip olmasak bile mutlu ve özgür yaşıyoruz. Open Subtitles ليس لدينا أي شئ لنعيش مع الحرية والسعادة
    Hiç birşeye sahip olmasak bile mutlu ve özgür yaşıyoruz. Open Subtitles ليس لدينا أي شئ لنعيش مع الحرية والسعادة
    O aşka aşık tanıdığımız en mutlu ve romantik kişiydi. Open Subtitles هي كانت اكثر الاشخاص رومانسية وسعادة وقد احبت الحب
    Umarım onu bulursun. Umarım mutlu ve özgür yaşarsın. Ben bunu yapamadım. Open Subtitles آمل أن تجديه، وأتمنّى لكِ حياة أكثر حرّيّة وسعادة مما حظيت.
    29 ve 27 yaşlarındalar ve PKE'nin göz, deri ve atardamarlarındaki belirtilerine rağmen, mutlu ve sağlıklı olduklarını ifade ediyorlar. TED و في عمر ال 29 و 27 تم إعتبارهم سعداء و أصحاء برغم من آثار المرض في جلودهم ، أعينهم و شرايينهم
    Unutma gururlu, mutlu ve heyecanlısın. Open Subtitles تذكري انت فخورة و سعيدة و تشعرين بالإثارة السيدة لوفيل
    Bunu bilerek gayet mutlu ve tutumlu şekilde yaşayabilirim. Open Subtitles و سأستطيع العيش بسعادة و بساطة بمعرفة ذلك
    O yüzden bunları dinlerseniz, şimdiye kadar umduğumdan daha mutlu ve daha gerçekçi bir insan olacağınızı umuyorum. Open Subtitles لذا أنا أمل إذا أستمعت لهّا الآن فأنك ستكون شخصًا أكثر سعادة و أدراكًا.. أكثر مما كنت أنا عليُه
    ve bende senin sadece mutlu ve tüysüz olmanı istiyorum. Open Subtitles و أنا أريدك أن تكوني سعيدة و خالية من الشعر
    Benim görevim hayatlarınızı daha mutlu ve sağlıklı bir hâle getirmek. Open Subtitles مهمتي هي جعل حياتكم جميعاً أسعد و أكثر صحة
    Fry 2000 yılında mutlu ve huzurlu olur. Open Subtitles (فراي) سوف يكون مرتاح و سعيد في العام 2000
    * mutlu ve neşeli * Open Subtitles * فل يجعل أيامك، فل يجعل أيامك، فل يجعل أيامك *
    İlk çalışmamız mutlu ve âşık insanlar üzerineydi ve basında geniş yer buldu, bu yüzden bundan çok az bahsedeceğim. TED دراستنا الأولى كانت لناس كانوا سعداء في الحب قد تم نشرها على نطاق واسع، لذا سأقول القليل جدا عنها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more