"mutsuzluk" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحزن
        
    • التعاسة
        
    • البؤس
        
    • حزن
        
    Ama hakkında bilinmesi gereken şey; çok değişik bir deneyimdi... ...gerçekten mutsuzluk ve ciddi bir hastalığın bilinmezliğiyle yaşamak. TED ولكن معرفة هذا الأمر شيء مختلف، كانت تجربة مختلفة جدا أن تعيش الحزن والمشاعر غير الأكيدة لمرض خطير.
    Bir evladın bu kadar mutsuzluk, üzüntü vermesi. Open Subtitles أن إبنآ واحدآ يمكنه جلب الكثير من السعاده والكثير من الحزن
    Onun için iyi olmadığımı, O'na sadece mutsuzluk getireceğimi. Open Subtitles بأنني غير مناسب لها وسأجلب لها التعاسة فحسب
    mutsuzluk ve aptallıkla her yerde başa çıkmaya hazırlıklısın. Open Subtitles واصبحت مؤهلة للتعامل مع التعاسة والغباء فى كل مجال 49 00: 05:
    Bu durumda, mutsuzluk gerçekten de sevinç getirir. TED في هذه الحالة البؤس والعناء حقا يحب الصحبة.
    Eğer hemen şimdi o yüzüğü geri götürmezsen tüm dünyan mutsuzluk ve acı ile dolacak. Open Subtitles إن لم تعد الخاتم الآن سينتهي بك المطاف في عام من البؤس والألم
    İnsanlar depresyonu sadece mutsuzluk hali olarak düşünürler. TED إن الناس تنظر إلى الاكتئاب على أنه حزن و حسب.
    Bu adamlar mutsuzluk yaratır, özellikle de kadınlarda. - Anladın mı? Open Subtitles نوع الرجل الذي ينبت الحزن خصوصا في النساء
    O sana mutsuzluk getirmeden önce, acı nedir bilmezdim. Open Subtitles لا أستطيع إيقاف معرفة الألم الحزن الذي قد جلبك
    O andan itibaren ülkemizdeki mutsuzluk kıvılcımı körüklendi, kısa sürede yaşamlarımızı sonsuza dek yok edecek büyük bir aleve döndü. Open Subtitles من تلك اللحظة بدأ الحزن يستشري في بلادنا الذي سرعان ما حطم حياتنا إلى الأبد
    Bu kadar mutluyken mutsuzluk sanki bir yerlerde bekliyordu. Open Subtitles هذا الكم من السعادة ماذا لو ان الحزن وراء الناصية؟
    Bu köşede güzel bir bayan' diğerinde mutsuzluk. Open Subtitles تقف في احد جوانب الحلبة شابة جميلة و في الجانب الاخر الحزن و الغم
    İzin ver sana, intikam almanın zamanla sadece mutsuzluk ve sefalet getirmesini anlatan bir hikaye anlatayım. Open Subtitles دعني أخبرك قصة عن الانتقام والتي جلبت فقط الحزن والتعاسة
    mutsuzluk kafanda yarattığın bir şey. Hiç hatırlamıyorum. Open Subtitles التعاسة يا بيتا هي حالة عقلية أنا لا أذكر ذلك فعلاً
    mutsuzluk kafanda yarattığın bir şey. Hiç hatırlamıyorum. Open Subtitles التعاسة يا بيتا هي حالة عقلية أنا لا أذكر ذلك فعلاً
    O kadar çok mutsuzluk yaşadım ki. Artık daha fazla acıyı kaldırmam. Open Subtitles لقد رأيت الكثير من التعاسة لاأستطيع أن أتحمل الألم أكثر
    Etrafındaki herkese ve herşeye mutsuzluk getiren sadece kendini düşünüp, insanları kullanan bencil bir pislik. Open Subtitles كان علي أن أكون متلاعب ، أناني وغدٌ متكبر جلب التعاسة لكل شيء ولكل شخص
    mutsuzluk gibi... O halde, mutsuzluğu amaç haline getirmeyin. Open Subtitles مثل التعاسة أذا لا تجعل تجنب التعاسة هو الهدف
    Tüm dünyamın mutsuzluk ve acı dolu olmasına hazır olduğum hiç aklınıza geldi mi acaba? Open Subtitles ألم يخطر لأي أحد منكم أني مستعد لعالم من البؤس والألم
    Gerçek mutsuzluk, doğurduğun kişiler tarafından yok sayılmaktır. Open Subtitles البؤس الحقيقي هو تجاهلك من طرف من أنجبتهم
    Yahudiler bize sadece mutsuzluk getirdi. Open Subtitles هؤلاء الناس لم يجلبوا لنا سوى البؤس ولكنكِ تنتمي
    Çok kötü bir mutsuzluk ve acı geliyor ve biz onu davet ediyoruz. Open Subtitles هناك حزن رهيب وألم آتيان، ونحن مدعوان

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more