Frank geçen yıl Nairobi'de aa kurtarma girişimi bacağını kaybetti. | Open Subtitles | خسر فرانك قدمه في محاولة إنقاذ في نيروبي السنة الفائتة |
Bu, Nairobi'de öldürülen 6 aslandan bir tanesi. | TED | هذا واحد من الأسود الستة الذين قتلوا في نيروبي. |
Batı'nın tersine, Megaffic Nairobi'de oldukça pahalı olan yol kenarı sensörlerine dayalı değil. | TED | خلافاً لما حدث في الغرب، ميقافيك لا تعتمد على أجهزة الاستشعار على جانب الطريق، التي هي مكلفة جداً لتثبيتها في نيروبي. |
Üç yılını Nairobi'de sokaklarda yaşayarak geçirmişti çünkü ailesini AIDS'den kaybetmişti. | TED | والذي قضى 3 سنوات في نيروبي يقطن في الطرقات لان والديه قضيا نحبهما بسبب مرض الايدز |
Şu anda Chris, Kevin, Dennis, Dickson ve onların arkadaşları bizleri şu anda Nairobi'de izliyorlar. | TED | الآن تماما .. كريس وكيفين ودينيس وديكسون واصدقائهم يشهدوننا في نيروبي .. الآن |
Nairobi'de biraz daha iyi hastahaneler gördüm. | Open Subtitles | حَسناً، رَأيتُ المستشفيات أفضل إلى حدٍّ ما. في نيروبي. |
Ölüme terk edilmişti Nairobi'de pis bir kerhanenin bodrumunda boruya zincirlenmişti. | Open Subtitles | وقد غادر ليموت بالسلاسل إلى الصنابير في الطابق السفلي من بيت قذر للدعارة في نيروبي |
Jenipher'ı daha geçen hafta Nairobi'de gördüm, bana, bu işe başlarken ne kadar heyecanlı olduğunu anlattı. | TED | رأيت "جنيفر" في نيروبي الأسبوع الماضي، وقالت لي كم كانت متحمسة للبدء. |
Gururla söyleyebiliyoruz ki, Nairobi'de General Motor'a bir sanayi robotunun sağlayacağı etkinlikte parça tedarik eden bir orjinal ekipman üreticimiz var. | TED | لذلك نحن فخورين أن نقول إننا نملك مصنعا للأدوات الأصلية في نيروبي والذي يملك آلية تصنيع ذات كفاءة عالية لتوزيع جنيرال موتورز بقطع الغيار. |
İstihbarat, La Grenouille'in yerini Nairobi'de tespit etti. | Open Subtitles | عملائنا موجودين في لاجرونيني في نيروبي |
Sahibi bu ülkede değil ama birkaç yıl önce bir torba yakut kalçasının üstüne bantlı yakalanınca Nairobi'de seyahat yasağı almış. | Open Subtitles | لديه سجل نظيف في هذه البلاد لكن كانت له سابقة في "نيروبي" منذُ عامان ,بحقيبة مليئة بالياقوت |
İsimsiz bir kaynak sana Nairobi'de olanlar hakkında anlattıklarımı doğrulayabilir. | Open Subtitles | .حالًا مصدر مجهول أن هذا كلهُ مدبر حدوثهٌ قلت لك حول ما "حدث في "نيروبي |
Hindistan'da protesto vardı, Nairobi'de de su için ayaklanma. | Open Subtitles | كان هناك احتجاج في "الهند"، أحداث شغب من أجل الماء في "نيروبي". |
Geçen yıl, Nairobi'de Korogocho adındaki yoksul mahalledeydim. Korogocho, tercüme edildiğinde "omuz omuza durmak" anlamına geliyor. | TED | السنه الماضيه , انا كنت في نيروبي, في الاحياء الفقيره, تحديدا كروجوتشو الذي يعني حرفيا عندما يترجم , "الوقوف كتفا بكتف " |
Böylece modeme baktık, ki bu internet altyapısının önemli bir bölümüdür, ve kendimize sorduk, neden şu an kullandığımız modemler farklı şartlar için yapılmış, sorunsuz internet, sorunsuz elektrik olan yerler için, ve biz burada Nairobi'de oturmuş, o lüksten mahrumuz. | TED | لذا نظرنا الى المودم، وهو الشيء الأساسي للإتصال بالأنترنيت، وسألنا أنفسنا لماذا يُستخدم هذا المودم الذي نستعمله في محيط مختلف، وفي أماكن حيث تتواجد فيها الكهرباء والإنترنت في كل مكان، بينما نحن هنا في نيروبي لا نحظى بهذه الرفاهية. |
Sadece Nairobi'de ağıza düşmesi doğru olmayacağı için söyledim bunu. | Open Subtitles | قصدت فقط أنّه لا يريد أن يعلم أحداً بذلك في (نيروبي) |
Troy, insanlar Nairobi'de yanıyorlar. | Open Subtitles | "هناك أشخاص يحترقون في "نيروبي |
Görünüşe göre Nairobi'de işler bayağı bir ısınmış. | Open Subtitles | "يبدو أن الأشياء تسخن حقاً في "نيروبي |
Ray'in, Nairobi'de bizi o karmaşaya çekmesine izin vermek gibi. | Open Subtitles | كما فعلت حين سمحت لـ(راي) أن يقحمنا في الفوضى التي حدثت في (نيروبي) |
Ve bu yüzden Nairobi'de iHub'ı kurduk, beraber çalışabileceğimiz gerçek fiziksel bir alan, ve şimdi Kenya'daki teknolojik ekosistemin bir parçası. | TED | ولهذا السبب أنشأنا مجمّعا رقميا (آي هاب) في نيروبي في مكان على أرض الواقع حيث يمكننا التعاون سوية، وهو الآن جزء لا يتجزأ من نظام التكنولوجيا البيئية في كينيا. |