| Ne kadar çok ton balıklı sandviç ve nane şekeri almışsın. | Open Subtitles | أنتِ تشترين الكثير من التونة الذائبة و معطّر الفم بنكهة النعناع |
| Bize sadece nane şekeri veriyorlar. | Open Subtitles | أظنّ أنني أحصل على أقراص بطعم النعناع فحسب. |
| Halıya dökülmüştü ve halı hep nane şekeri kokmuştu. | Open Subtitles | السجادة تشبعت وتفوح برائحة النعناع إلى الأبد |
| Yemekler reklamlardaki gibi değil ve yastığımda da nane şekeri yoktu. | Open Subtitles | الطعام ليس كما يظهر في الاعلانات وليس هناك نعناع في مخدتي |
| nane şekeri değiller. Onlar doğum kontrol hapı, seni dizgin takmış moron. | Open Subtitles | إنها ليست نعناع إنها حبوب منع الحمل يا أغبياء |
| Geceleri çadırına geldiğimde yastığının altına nane şekeri koyduğumu sanıyorlar. | Open Subtitles | يعتقدون أنني عندما أتسلل لخيمتكِ ليلاً لأضع نعناعاً على وسادتكِ |
| nane şekeri ve elmayla besleniyordu. | Open Subtitles | كان يعيش على النعناع والتفاح في الإسطبلات الخاصة |
| Yastıkların üzerine küçük nane şekeri bırakıyorlar. Ve bu şekerler... | Open Subtitles | يتركون بعض من اوراق النعناع على الوسادة.. |
| Kolanın içine bir tane nane şekeri atınca büyük bir patlama meydana geliyor. | Open Subtitles | تضعين النعناع في القارورة لتنفجر انفجارا كبيرا |
| Nefesinin kokup kokmadığını anlayamıyoruz Vicodin kullanır gibi nane şekeri yutuyorsun. | Open Subtitles | لا يمكننا ان نعرف ان كانت انفاسك كريهة لأنك كنت تتناول حبوب النعناع كأنها فايكودين |
| Şifonyerimde biraz nane şekeri var ama çok bayat olduğu için yemeye cesaret edemiyorum. | Open Subtitles | لدي بعض النعناع الفلفلي في خزانتي لكنه قديم جداً ولا أجرؤ على تناوله |
| Çin restoranında nane şekeri dağıtır gibi veriyorlar herhalde. | Open Subtitles | انهم يعطونهم اياه فعليا كأنه حلوى النعناع في مطعم صيني |
| Beş sente kaç tane nane şekeri alabilirim? | Open Subtitles | كم واحد من عصي النعناع أستطيع أن أخذ مقابل نيكل؟ |
| Sigara izmaritleri, boş kahve bardağı ve yarısı yenmiş nane şekeri. | Open Subtitles | أعقاب سجائر, كوب قهوة فارغ قرص نعناع نصف مستحلب |
| Büyük boy karamelli sıcak çikolata ve bir paket nane şekeri. | Open Subtitles | شوكولاتة ساخنة كبيرة بالكارميل وجرعة نعناع |
| Gerçi nane şekeri yutmuş olsa daha iyi olurdu. - Kapa çeneni! - Tamam. | Open Subtitles | أجل، بإستثناء أنّ هذا المُختل يحتاج إلى القليل من نعناع النفس |
| Bunlar nane şekeri değil, değil mi? | Open Subtitles | هذه ليست حبوب نعناع للتنفس ,أليس كذلك ؟ |
| Bu insanlardan nane şekeri bile almam. | Open Subtitles | .... انا لن اخذ نعناع للفم من هؤلاء الناس |
| Dişlerimi yeni fırçaladım ve ağzıma nane şekeri attım. | Open Subtitles | نظّفت أسناني للتّو وتناولت نعناعاً |
| Kola ve nane şekeri mi? Bunlarda ne için? | Open Subtitles | صودا ، ونعناع لأي غرض هؤلاء ؟ |
| Bu fiyat biçilmez draje, nane şekeri dediğin şey aslında biyokimya dünyasının bir zaferidir. | Open Subtitles | تلك الحلوى الرخيصة؟ التي تشبهها بلا عناية بالنعناع في حقيقتها تعتبر انتصارا في مجال الكيمياء الحيوية |