Yani ciddi ciddi Martha's Vineyard yerine Nantucket'i tercih ediyorsun. | Open Subtitles | إذًا، فأنتَ حقًا تٌفضل جزيرة"نانتوكيت" على على جزيرة "مارثا فينيارد"؟ |
Eskiden ailem yazları Nantucket'da geçirirdi. | Open Subtitles | عائلتي اعتادت على قضاء الصيف في نانتوكيت |
Nantucket yakınlarında canlandırılmış aramamız gereken bir ceset var mı? | Open Subtitles | هل هناك احياء جثة مؤخرا في نانتوكيت ينبغي ان نتصل به ؟ |
Bu seksi karışık CD'yi Cindy benim için hazırlayarak üçüncü yıldönümümüzde Nantucket'e gittiğimizde vermişti. | Open Subtitles | هذا شريط اغانى اعدتة لى كاندى لذكرانا الثالثة فى الرحلة الى نانتاكت |
Andrea Doria Nantucket sahilinin 12 mil açığında yoğun sis yüzünden Stockholm 'le çarpıştı. | Open Subtitles | اصطدمت أندريا دوريا بعبّارة ستوكهولم تحت ضباب كثيف على بعد 12 ميلاً من ساحل نانتاكيت. |
Babam ağabeyime ve bana Nantucket'ten ayrılmamızı öğütledi. | Open Subtitles | والدي علمني أنا وأخي كيف نبحر من نانتوكيت |
Bu sizin ilk Nantucket maceranız çocuklar! | Open Subtitles | تحصل لأول مرة الخاص بك نانتوكيت مزلقة ركوب. |
Dünyanın neresine giderseniz gidin, Cortez Denizi, Nantucket Sahilleri Meksika Körfezi, buradakinden daha iyi balık avlayamazsınız. | Open Subtitles | أي مكان تطلع على الأرض... بحر كورتيز، صوت نانتوكيت... ... خليجالمكسيك... |
Ailesini daha dün gördüm. Nantucket'a gidiyorlardı. | Open Subtitles | رأيت والديه بالامس متجهين الى نانتوكيت |
Genellikle Nantucket'tan bir adam ve Dave ismindeki keşişle ilgili ama gerçekten duygusal bir şekilde yazıyor. | Open Subtitles | "غالبا حول رجال من "نانتوكيت" و ناسك اسمه "ديف لكنه يقوم بالكتابة بحساسية عالية |
- Nantucket'taki adamın çükü o kadar uzundu ki kadınlar onu beceremediler bile. | Open Subtitles | نانتوكيت وهذا الموس بدأ بالتبول على مجموعتي... |
Nantucket Balina Yağları'nın alevini yaktır ki evlerimizi aydınlatmaya devam edebilsin. | Open Subtitles | - اللهب الأبيض حتى نانتوكيت النفط - - الاستمرار في إبلاغ بيوتنا حماية شوارعنا ليلا - |
Sonrasında da Nantucket seni evlat edindi. | Open Subtitles | ... واقتيدوا إلى الأسرة الملاحة البحرية في نانتوكيت. |
Ve döndüğün zaman Nantucket'da poker oynarız. | Open Subtitles | لذلك لعبنا بطاقات في نانتوكيت. |
Nantucket'ın büyük ailelerinden birine. | Open Subtitles | - والتي سوف تنتمي إلى واحد من النخبة في نانتوكيت. |
Nantucket'ın bütün önemli adamları oradaydı. | Open Subtitles | كل من النخبة نانتوكيت وكانوا حاضرين. |
Bu akşamüstü Nantucket'taki evimize götürüldü. | Open Subtitles | سيتم أخذها هذه الظهيره الى منزلنا فى نانتاكت |
Noel'i Nantucket'ta geçireceğiz demiştim. | Open Subtitles | لقد اعتقدت أننى أخبرتك أننا سنقض عيد الميلاد فى نانتاكت ألا تستمع ابدا |
19 yaşımdaydım ve Nantucket'ta garson olarak çalışıyordum. | Open Subtitles | كنت في التاسعة عشرة وأعمل نادلة في (نانتاكت) |
Bir torba dolusu malla kapıya gidip "Nantucket" diyecek bir salağı arıyoruz. | Open Subtitles | أنه يذهب إلى المكان المحدد "حاملاً البضاعة, و يقول" نانتاكيت ظننت أنى من كان سيفعل ذلك |
Nantucket evleri için mücadele veriyorlar. | Open Subtitles | إنهم يتشاجرون على منزل "نانتاكيت" مجدداً |
Luke'la Nantucket'ta kalacaksınız. | Open Subtitles | وأسبوع واحد في عيد الميلاد. |
En azından Nantucket'da. | Open Subtitles | الشهامة لم تمت ، على الأقل ليس في نانتيكت |