Natalie'nin yanına gittiğinde bu krize bir çare bulmaya çalışıyordun. | Open Subtitles | بذهابك إلى ناتالي كنت تحاول أن تجعل الأزمة في ذروتها |
Senatör, Natalie'nin özel eşyaları arasında 22 bin nakit bulduk. | Open Subtitles | سيناتور ، لقد وجدنا 22 الف دولار في متعلقات ناتالي |
Natalie'nin raporunda bebek hakkında ne diyor? | Open Subtitles | ماذا أظهر تشريح جثة ناتالي بخصوص الجنين ؟ |
Natalie'nin o Jurassic Park'taki tüküren kertenkeleler gibi olduğu bir tane de var. | Open Subtitles | لقد حصلت على واحده أخرى حيث ناتالي واحد من تلك السحالي اللتي في حديقة الديناصورات |
Natalie'nin önünde çok kez ağladım, o da benim önümde bir damla göz yaşı bile dökmedi... | Open Subtitles | بكيت أمام "نتالي" كثيرًا. بينما هي لم تبكِ أمامي أبدًا. |
Natalie'nin pesinden giderken; ona zarar vermeye degil, korumaya calisiyordu. | Open Subtitles | عندما كان يلاحق ناتالي لم يكن يحاول إلحاق الضرر بها، بل حمايتها |
O asla nottaki gibi Natalie'nin adını yanlış yazmazdı. | Open Subtitles | هو مَا كَانَ سَيَخطئ تهجئة اسم ناتالي على المُلاحظةِ. |
Ama Natalie'nin uyanacağını ya da makası hesaba katmamıştı. | Open Subtitles | لَكنَّه لَمْ يُعتمدْ على إسْتِيْقاظ ناتالي أَو ذلك المقصِ. |
Ama daha sonra aynı damgayı Natalie'nin elinde gördüm. | Open Subtitles | لكن ثمّ لاحقاً، رَأيتُ نفسهَ المضبوطَ طابع على يَدِّ ناتالي. |
Ana Catalina, Natalie'nin iyiliği için dediğine göre, kendimi iyice verdim. | Open Subtitles | منذ ان قالتها كارولينا فاعلم انها في مصلحة ناتالي اعطيتها جميع ماأملك |
Natalie'nin elbisesi üzerinde DNA'nı bulduk. | Open Subtitles | لدينا الحمض النووي الخاص في اللباس ناتالي. |
Karınca olayından önce Natalie'nin biriyle konuştuğunu gördüm... | Open Subtitles | قبل حادثة النمل سمعت ناتالي تتحدث لشخص ما |
Ama Natalie'nin senden ayrıldığı gece belki de sen bir şekilde o sanki ölmüş... | Open Subtitles | لكن ربّما تلك الليلة في الفندق انفصال ناتالي عنك أشعركَ |
Eminim Natalie'nin farklı olduğunu da söylemişimdir. | Open Subtitles | أنا متأكّد أنني قلت أن ناتالي كانت مختلفة |
Natalie'nin Ruanda'ya döneceğini söyledi. | Open Subtitles | وأخبرتني أن ناتالي كانت ستسافر إلى رواندا |
Natalie'nin havada mümkün olduğunca uzakta olmasını istedim. | Open Subtitles | أردتُ أن تكون ناتالي في الجو بعيدةً قدر ما يمكن |
Peki Natalie'nin seni dikizlediğini gördüğünde sen ne yaptın? | Open Subtitles | ما الذي فعلته عندما رأيتَ ناتالي تراقبك؟ |
Bayan Baldwin, geçen yaz bana geldiğinizde, kızınız Natalie'nin ölümündeki tuhaflıklardan bahsetmiştiniz. | Open Subtitles | السيدة بالدوين، عندما جئت إلى لي في الصيف الماضي لك عن تحفظات عن ابنتك وفاة ناتالي. |
Şey, Sid, Natalie'nin cesedini inceleyene kadar bundan emin olamayız. | Open Subtitles | حسنا، لا يمكننا أن نكون على يقين حتى ينبش سيد الجسم ناتالي. |
Dün gece beni Natalie'nin erkek arkadaşı aradı, ve farklı bir görüntü tarif etti. | Open Subtitles | (عشيق (نتالي) ، (توم ..كملني البارحه ..و وصف الأمر بصوره مختلفه |
Bir kere olsun Natalie'nin bana benzediğini söylemeni isterdim, benim Natalie'ye benzediğimi değil. | Open Subtitles | (كم تمنيت ان لاتقارني بـ (نتالي وكم تمنيت .. (ان تنظر إلي كما كنت تنظر لـ (نتالي |